Kayıtlar

2023 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Yavaşladığımda Gördüğüm Şeyler

Resim
   Yavaşlayamamak günümüzde pek kolay olmayan bir şey haline geldi. Şimdi sizleri yavaşlatan, yavaşlarken görme yetimizi geliştiren bir sergiyi gezdireceğim. Mekan ve zamanın ötesinde bizimle şiirsel bir dil kuruyor...     Sergi Bilecik'in yeni Sanat mekanı Atatürk Parkı Sanat Galerisinde,  Küratör Oğuz Cabar, Sanatçı, Akademisyen Doç.Dr. Harun Mustafa Töle 'nin kadrajından ⛶ Harun Mustafa Töle Harun Mustafa Töle Harun Mustafa Töle Harun Mustafa Töle Harun Mustafa Töle Harun Mustafa Töle Harun Mustafa Töle Harun Mustafa Töle Harun Mustafa Töle Harun Mustafa Töle Harun Mustafa Töle Sanat İlhamlı ⛬

Atlı Köşk

Resim
     Bahçesindeki  Fransız Heykeltraş Louis Doumas 1864 yaptığı bronz at heykelinin yer almasından dolayı Atlı Köşk olarak anılan Bina, 1925 de İtalyan Mimar Edouvard de Nari tarafından yapılmıştır. Köşkün ilk sahibi, Mısırlı Hıdiv ailesine ait Prens Mehmed Ali Hasan 'dır. Hacı Ömer Sabancı içindeki birçok eşya ve sanat eserleriyle birlikte 1951 yılında satın alır. Oğlu Sakıp Sabancı   2002 yılında Müze olarak kullanılmaya karar verir. Aile odaları  19. yüzyıl Avrupa tarzı etkiyi gösterir. Köşkün üst katı Osmanlı el yazmaları ve hat eserleri koleksiyonu sergilenmekte. Güncel sergilere de ev sahipliği yapılan köşk, Sabancı Üniversitesi'ne bağlı "Sakıp Sabancı Müzesi" olarak sanat severlere hizmet vermektedir. Heykeltraş Louis Doumas - At (Bronz),1864 David Cregeen - Sabancı Ailesi (Bronz), 2006 Aile Odaları  Yemek Odası Atlı Köşk Aile Odaları Sakıp Sabancı Müzesi Sanat İlhamlı ⛬

Hayat İçin 101 Güçlü Düşünce!

Resim
Zaten bir iyileşme süreci içindeyim  İçimdeki bilgeliğe güveniyorum Affetmeye istekliyim  Yaptığım her şey beni bütünüyle tatmin ediyor Hayat sürecine güveniyorum  Mükemmel yaşam alanına sahibim Geçmişi bırakabilir ve herkesi affedebilirim  Güç noktası, her zaman şu andadır.  Güvendeyim, bu yalnızca bir değişim Değişmeye istekliyim Bu yalnızca bir düşünce ve bir düşünce değiştirilebilir Düşündüğüm her şey, geleceğimi yaratıyor Suçlamak yok  Tüm beklentilere yol veriyorum  Açıkça görüyorum  Evrende güvendeyim ve tüm hayat beni seviyor ve destekliyor  Hayatım bir aynadır Erkeksi ve dişi yönlerimi dengeliyorum Özgürlük benim kutsal hakkımdır Tüm korkuları ve kuşkuları bırakıyorum  İlahi bilgelik bana rehberlik ediyor Hayatı seviyorum  Vücudumu seviyorum  Her deneyimi bir fırsata dönüştürüyorum Huzurluyum  Esneğim ve akılcıyım  Artık diğer insanların korkularının ve sınırlamalarının ötesine geçiyorum  Sevilmeye değerim  Düşüncelerim yaratıcıdır Cinsiyetimle barışığım  Yaşımla barışığım  Ge

Minyatür Dokuma Tezgahları

Resim
    Kumaş dokuma tüm kültürlerde yer alan bir teknik. Medeniyetlerin Beşiği Anadolu da da Dokuma çok önemli yer tutar. Özellikle Denizli kumaş dokuma Antik döneme kadar tarihlenir. İşte Kökleri Denizli Babadağ'a dayanan, Abdullah Yurtsever  de bu dokuma tezgahlarından minyatür bir koleksiyon oluşturur. Her biri kendi el yapımı olan minyatürler pirinç ve ahşaptan yapılmadır. İstanbul da AYS adında bir atölyesi bulunmakta. Birçok şehirde fuar ve sergiye katılan Abdullah Yurtsever şimdide Denizli'li Sanat severler ile buluştu.  Minyatür Mancınık, Abdullah Yurtsever  Röleli Kara Tezgah, Abdullah Yurtsever  Özel Tasarım Ahşap Dokuma Tezgahı, Abdullah Yurtsever  4 Çerçeveli Özel Tasarım Dimi Dokuma Tezgahı, Abdullah Yurtsever  Özel Tasarım Ahşap Dokuma Tezgahı, Abdullah Yurtsever  El Dokuma Tezgahı, Abdullah Yurtsever  Üstten Kollu Dokuma Tezgahı, Abdullah Yurtsever  Özel Tasarım Ahşap Dokuma Tezgahı, Abdullah Yurtsever  El Dokuma Tezgahı, Abdullah Yurtsever  El Dokuma Tezgahı, Abdu

Yazar Hayati Sarıekiz ile Söyleşi

Resim
Merhaba Hayati Bey sizi biraz tanıyabilir miyiz? Hayati Sarıekiz: Merhaba, ben Denizli’nin Tavas ilçesine bağlı, bir orman köyünde –Alpa köyünde- doğdum. İlk ve orta öğrenimimi Denizli’de, lisan eğitimimi Balıkesir’de, lisansüstü eğitimimi Afyon’da tamamladım. İlk görev yerim Yozgat’ın Aydıncık ilçesinin bir köyüydü. Yozgat’ta başlayan öğretmenlik serüvenimin ikinci durağı Konya’nın Karatay ilçesi oldu. Şu an durağım Konya’nın Beyşehir ilçesi. Türkçe öğretmeniyim.  Küçük yaşlarımdan itibaren kitaplarla iç içe yaşadım. Hatta bu konuda takıntılı olduğumu düşünenler bile var. Kitapların zihnimde açtığı birçok gözle hayata çok farklı açılardan bakmayı öğrendim. Hayat yolculuğunda da seçimlerim hep kitaplarla bağlantılı oldu. İki kitabın editörlüğünü, bir mahallenin sosyokültürel özelliklerini ihtiva eden tek sayılık bir derginin editörlüğünü yapmamın ardından kendi kitabım Otacı’yı yazdım. Birkaç yıldır üniversiteden yol arkadaşlarımla birlikte çıkardığımız “Betik” dergisinde gönüllü edit

İlham Veren Öğretmen: ŞEYMA AYDIN ELMAS

Resim
24 Kasım Öğretmenler Günü Özel Söyleşi ❉ Merhaba Şeyma hanım, Sizi Mimozalı Martı olarak Instagram sayfanızdan tanıyoruz. Aynı zamanda öğretmensiniz. Biraz kendinizden bahseder misiniz? Şeyma Aydın Elmas: 19 Ekim 1990 İstanbul doğumluyum. Doğma büyüme adalıyım. İki, üç kuşaktır Adadayız (Kınalıada). Eskiden yazın sadece adada yaşardık. Ben iki yaşıma kadar yani 92 yılında yaz- kış yaşamaya başladık (Babamın işi gereği). Trakya Üniversitesi mezunuyum. Adadan ilk çıkışım bir yurtdışına gidişimle başladı. 10 yıldır elimde bavul bir Adaya gidiyorum bir Edirne’ye. Üç şehirliyim. Eşim işi gereği Çanakkale de ben de işim gereği Edirne de yaşıyorum. Eğitime değineceğiz ama sizle Sanat da konuşmak istiyorum. Sanatın birçok alanına ilgilisiniz. Fotoğraf, Resim, Edebiyat gibi çok farklı alanlarda üretimler yapıyorsunuz. Sanat sizce nedir? Şeyma Aydın Elmas: Dünyada ki her şeyin bir sanat olduğunu düşünüyorum. İnsanların yaratıcılıklarını ortaya koyarak ürettikleri en ufak şey bile bir sanattır

Füsun Onur / Opus II - Fantasia

Resim
      İnsanlık sadece kelimelerle iletişim kuran bir canlı değil. Üstelik iletişim tek yönlü bir yapı hiç değil. Nesnelerinde bizlerle kurduğu bir iletişim dili var. Cansız nesnelerin sesini duymaktan ziyade görerek dinleme pratiğine yeni bir bakış getiren yerleştirme sanatı dediğimizde öne çıkan sanatçı Füsun Onur; Opus = II Fantasia (2001) adlı çalışmasını bizlere şöyle tanımlar:     " Bu parça tek bir enstrümanın monoloğu olarak düşünülmüştür: org gibi. Yerde yayılmış duran örgü şişleriyle başlar.  İlk önce tek sıra halinde, sonra birbirleriyle kesişip açılar oluşturarak. Az sonra ikinci unsur (altın yaldızlı ip) bu dalgın örgü şişlerine eşlik eder, hatta onlara eklenir. Ardından üçüncü unsur, kaideler aniden içeri dalar. Daha sonra örgü şişleri tekrar kendi aralarında çeşitli motifler oluşturur ve genişler. Sonra patlama ve sessizlik (...) .  Varyasyon ve tekrarlar küçük hafif tonlu geçişlerle devam ediyor (...) . Başka bir bölümde yeni bir rengin gelmesiyle heyecanlanıyoruz.