Kayıtlar

Eğitim etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

ÇOCUKLARLA FELSEFE

Resim
          İnsan, diğer tüm canlılardan farklı olarak düşünen varlık olarak tanımlanır. Çocukluktan yetişkinliğe her daim dış dünyanın nasıl meydana geldiği ve tüm bunların anlamını özel bir merak ile sorgular kısaca felsefe yapar. En yoğun felsefi dönemi aslında erken çocukluk dönemleridir. Çocuk yetişkinlerin bildiği en basit olay, durum ve nesneler hakkında sınırsız hatta sansürsüzce soru sorma eğilimindedir. Bunu bir oyun oynar gibi keyifle anın akışında yapar. Bu merak duygusu çevresindeki yetişkinler tarafından giderildikçe soruları daha da geliştirir. Yetişkinler tarafından kolaya kaçmak adına bazen bu soru sorma dönemleri bastırılmaya çalışılırsa; Çocuk büyüdükçe düşünmenin veya sorgulamanın yanlış ve gereksiz olduğuna kapılabilir. Ama biliyoruz ki soru sormak zeka geliştiren girişimciliği destekleyen çocuğun büyüdüğünde özgüvenli birey olmasını sağlayan çok önemli bir özelliktir.          O zaman "Erken yaşta Felsefe anlatıp fil...

MÜZE EĞİTİMİ

Resim
           Müze kelimesi, Yunanca "mouseion" sözcüğünden gelmektedir.  Müzeler insanlık birikimini en iyi arşivleyip koruyan ve birinci elden sundukları kaynaklar ile insanların öğrenmelerini kolaylaştıran yerlerdir. Bir toplumun gelişmişlik düzeyi Müze Kültürü ile ölçülebilir. Müze konusunda Müzeologlar yetiştirilerek bu kurumların daha kaliteli hizmet vermesi sağlanır. Eserlerin korunması, sınıflandırılması gibi bir çok alt başlıkta inceleme yapılır. Tarihçiler, Antropologlar, Sanat Tarihçileri, Arkeologlar ve çok çeşitli bilim insanları ile işbirliği içindedirler. Doğa Müzesi, Arkeoloji Müzesi, Uzay Müzesi, Etnografya Müzesi, Kent Müzesi, Sanat Müzesi gibi tematik özelliklere sahiptirler.             ICOM ( Uluslararası Müzeler Konseyi) Müze tanımını şöyle yapmaktadır: " Müze, toplumun ve gelişiminin hizmetinde olan, halka açık, insana ve yaşadığı çevreye dair tanıklık eden malzemelerin üzerinde araştırma yapan, ...

Bibliyoterapi ?

Resim
      Yazının Sümer medeniyeti ile başlamasından beri insanlık her daim daha da gelişerek kendini yazıyla ifade ediyor. Bilgilenmek veya bilgilenmenin dışında, kitaplar insan psikolojisi içinde en büyük destekçi. Birey olarak bazen içinden çıkamadığımız bir takım sorunlar yaşarız. İşte doğru kitaplar ile o sorunları anlamak ve sağlıklı yöntemler geliştirebilmemiz için destek sağlar. Bibliyoterapi  "Kitapla Tedavi" anlamı içeriyor. Bu terapileri yapan uzmanlardan destek alınabileceği gibi kişi kendi kendine de bu süreci yönetebilir.        Delphi Tapınağını girişinde yazan "Kendini Bil!" sözü tarih boyunca insanlık için hala ilham kaynağı.  Öncelikle kendimizi bilmeliyiz. Kendimize uzaktan bakabilme becerisi için sorular yöneltmeliyiz: ✔ Ben şuan da kimim ? ✔  Neredeyim ve ne yapıyorum ? ✔  Sorumluluklarım neler? ✔ Hayatta en çok neyi yapmayı seviyorum? ✔ Gün içinde tekrarladığım davranış ve düşünceler, hayatıma katkı mı sağlıyor...

Sanat Terapisi

Resim
    Sanat iyileştirir sözü her ne kadar klasik bir söylem gibi görünsede sonuna kadar katıldığım bir düşünce. Modern insanın ruhsal rahatsızları haplar ile baskılanmakta. İçe atılan sorunlar haplarla maskelensede çözümden çok bağımlı ve gerçek iyileşmeden uzak bir algı yaratır. Kişilerin duyguları ile yüzleşebilmesi ve kabul edebilmesi sağlayan en güzel şey Sanat.     Sanat, bireyi iyileştirmekle kalmaz. Bireyden topluma yayılan ilham verici bir güce ulaşır. Nitekim Debbie Shapiro da Sanat Terapisi için şu sözleri kullanır; "Şekilleri, desenleri ve renkleri araştırarak altlarında yatan psikolojik olguları keşfedebilmektir. Bu, gerçek duygularımızı, özellikle de bilinçaltına ittiğimiz duygularımızı, öğrenebilmenin etkili yollarından biridir"     Sanat birçok şeye kapı aralar. İnsanca yaşama sebebimizdir, Sanat. Dünya ile ortak bağ kurduğumuz bir dil... Kişiler bu dili kendilerini anlamak için kullandığında daha önce farkına varmadıkları birçok dönüşümü yaşar...

Okuma Sanatı

Resim
      " Kitap okumak bir sanattır, belki de yazmak kadar güç bir sanat."  Peyami Safa     Peyami Safa'nın sözlerine katılıyorum. Çünkü iyi, kötü herkes yazarak ya da konuşarak bir şekilde kendini ifade edebiliyor. Okumayı her ne kadar sevdiğini söylese de maalesef çoğu kişi bunu eyleme dökemiyor. O yüzden diyor ya yazarımız güç bir sanat diye. Edebiyatçılarımızı ayrı tutuyorum tabi ki yazmanın basit bir şey olduğundan bahsetmiyorum. Sadece iyi bir okur olmak ne demek? bunu sorguluyorum.     Okumanın önündeki başlıca engel zaman, vakit bulamama hali. Bulanlarda ne okur ya çok satanlar ya da sevdiği tek yazar belli bir kategorideki kitaplar...        Öncelikle zaman yaratmak için illa gün için de saatlerce boş vaktimizi beklemekten bahsetmiyorum. İşimiz, okulumuz ve daha bir sürü sorumluluklarımız var. Bekleyemeyiz! yalnızca günlük sorumluluklarımıza kitap okumayı dahil ederiz! Bunu görev haline getirirsek bu süreç bizde sıkıcı b...