MÜZE EĞİTİMİ
Müze kelimesi, Yunanca "mouseion" sözcüğünden gelmektedir. Müzeler insanlık birikimini en iyi arşivleyip koruyan ve birinci elden sundukları kaynaklar ile insanların öğrenmelerini kolaylaştıran yerlerdir. Bir toplumun gelişmişlik düzeyi Müze Kültürü ile ölçülebilir. Müze konusunda Müzeologlar yetiştirilerek bu kurumların daha kaliteli hizmet vermesi sağlanır. Eserlerin korunması, sınıflandırılması gibi bir çok alt başlıkta inceleme yapılır. Tarihçiler, Antropologlar, Sanat Tarihçileri, Arkeologlar ve çok çeşitli bilim insanları ile işbirliği içindedirler. Doğa Müzesi, Arkeoloji Müzesi, Uzay Müzesi, Etnografya Müzesi, Kent Müzesi, Sanat Müzesi gibi tematik özelliklere sahiptirler.
ICOM ( Uluslararası Müzeler Konseyi) Müze tanımını şöyle yapmaktadır:
" Müze, toplumun ve gelişiminin hizmetinde olan, halka açık, insana ve yaşadığı çevreye dair tanıklık eden malzemelerin üzerinde araştırma yapan, bu malzemeleri toplayan, koruyan, bilgiyi paylaşan ve sonunda inceleme, eğitim ve zevk alma doğrultusunda sergileyen, kar düşüncesinden bağımsız, sürekliliği olan bir kurumdur. "
Türkiye de ilk Müzecilik Osmanlı Devleti döneminde 1846 yılında Sultan Abdülmecid dönemi başlamıştır. Modern Müzecilik ise II. Abdülhamit dönemi Osman Hamdi Bey ile Müzey-i Hümayun 1891 yılında açılmasıyla başlar. Cumhuriyet döneminin ilk müzesi ise Ankara Etnografya Müzesi ile devam etmektedir.
Müzeler turistlik gezme alanı olarak görülmemesi gerekir. Bu yüzden dünyaca ünlü birçok müze eğitimler, atölyeler, seminerler ile topluma hizmet ederek eğitime katkı sağlarlar. Müze Eğitimi ciddi bir öneme sahiptir. Müze kurmak ve sürdürmek Müze Kültürünü topluma yerleştirmekle olur. Bu da eğitimle mümkün. Hatta bu eğitim okul öncesi dahil çocuklarla başlamak daha da önem arz eder. Örneğin Dünyada ilk Çocuk Müzesi 1899 yılında açılan ABD New York da bulunan Brooklyn Çocuk Müzesi 'dir.
" Çocuklara zor kullanmayacaksın. Eğitimin onlar için bir oyun olmasını sağlayacaksın. Böylece onların yaratılıştan neye elverişli olduklarını da daha iyi anlarsın "
Platon
Müze Eğitimi uzman eğitimcilerin rehberliğinde sınıf ortamındaki akışta hazırlanan programla ders planı içinde Müzelerde verilmelidir. Son yıllarda Türkiye Cumhuriyeti Milli Eğitim Bakanlığı, hizmet içi eğitim olarak Müze Eğitimleri öğretmenler için sunmaktadır. Tabi eğitimlerin ne ölçüde takip ve uygulaması yapılıyor bilmiyorum. Ancak Türkiye de son yıllarda sayısı artan özel Müzeler ile Eğitime çocuklarında dahil edildiğini görüyoruz. Farkındalık gün geçtikçe artsa da Türkiye Dünya Müze Eğitimi ve Kültürünü yerleştirme konusunda standartların altında. Bu kültürün yerleşmesi için okullar dışında belediyelerde kamu alanlarını bu açıdan desteklemeliler. Kent Müzelerin artması gerek. Yerel yönetimlerden, Bakanlığa, Sivil Toplum Örgütlerinden, İş insanlarına dahil bütüncül bir destek ile bu alandaki eksiklerimiz giderilmelidir.
Müzelerin kedine has planı ve tematik konuları vardır. Müze kitleri ile eğlenceli müze eğitimi sunan dokümanlar satılmakta. Bireyler bunları kullanarak hem kendileri hem çevreleri ve çocukları ile kullanabilirler. Yaşayarak öğrenmenin kalıcılığı ve faydaları saymakla bitmez. Her şehir ve kurumlar bu imkanı bulamasa bile Sanal Müzelerin imkanlarından yararlanabiliriz. Sanal Müzeler;
"Görüntü aktarma teknikleri ve iletişim teknolojileri yardımıyla gerçek müzenin internet ve bilgisayar ortamına taşınmış halidir" Prof. Dr. Adnan Tepecik
Kaynak Kitaplar:
° Dünyada Çocuk Müzeleri ve Bilim Merkezleri / Prof. Dr. Bekir Onur / Ürün Yayınları
°° Geçmişten Geleceğe Türkiye'de Müzecilik - I Sempozyum ( Mayıs 2007) / Vehbi Koç ve Ankara Araştırmaları Merkezi
°°° Çağdaş Müze Eğitim ve Gelişim Müze Psikolojisine Giriş / İmge Kitapevi
İlgili Yayınlar:
sanat ilhamlı⛬
Çocuklara, müze eğitimini ve sevgisini verebilirsek, ülkenin düzlüğe çıkmasının yolu açılır. Belki klişe ama doğru: Her şeyin başı eğitim.
YanıtlaSil🌠Çok teşekkür ederim yorumunuz için. Bu konuda farkındalık oluşturmak istiyorum. Her şeyde olduğu gibi Eğitim çok önemli 🙏
SilBir müzede veya sanat galerisi, kütüphane gibi yerlerde çalışmayı çok isterdim 😊
YanıtlaSilBende çok isterim ama şuana kadar özellikle kütüphane de mutlu olanına rastlamadım. Dışardan bize mi güzel görünüyor bilmiyorum. İşini tutkuyla yapan insan az. Hele en sevdiğim yerlerde insanların keyifsiz oluşu Türkiye ye mi özgü bilmiyorum. Siz Avrupa da bu duruma nasıl şahit oldunuz Derya Hanım? Türkiye Müzecilik ve Kütüphanecilikte hala istenilen düzeyde değil. Eksikler çok. Öncelikle o severek yapma hali çok mühim. Bu tarz yerler Türkiye de klasik memuriyet gözüyle bakılıyor. Bu da canımı sıkıyor.
Sil