Sanat İlhamlı

      21 - 27 Temmuz 2024 de Uluslararası Denizli Halk Dansları Festivali Çınar Meydanında yapıkan kortej ile başlatıldı. Bir hafta boyunca şehirin birçok ilçe ve mahallesinde akşamları devam etti. Gala geceside Nihat Zeybekçi Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilerek son buldu. Bu yıl on sekizincisi düzenlenen Festivale katılan ülkeler: Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti  Hırvatistan  Arnavutluk  Polonya  Rusya  Kosova  Gürcistan  Kuzey Osetya  Dağıstan Kuzey Makedonya  Kolombiya  Türkiye - Kuzeyin Uşakları        İlk gösteriler ev sahibi Denizli Büyükşehir Belediyesi Halk Dansları ekini Efeler ile başladı. Rusya ekibi de performanslarını sergiledikten sonra Pir Sultan Abdal' a ait "Dostum Dostum" türküsünü Türkçe seslendirdi. Ve büyük beğeni topladı. Tüm dünya halkları bir arada eğlenmenin dostlukla bir arada olmanın tadına vardı. Dünya bir anda tüm kötülükleri unuttu birlik olmanın, barışın ne kadar güzel olduğunu hissetti.  Rusya Halk Dansları Ekibi "Dostum Dostum&qu

Hasan ve Bekir Özdemir           Merhaba değerli okurlar, sizleri Pendik Sahaf Kitabevi'nde kısa bir ziyarete davet ediyorum. Pend ik Sahaf Hasan Özdemir'e ait ve oğlu Bekir Özdemir ile birlikte yoluna devam ediyor. Uygun fiyatları ve çeşitli koleksiyonları ile kitap ve nostalji severlerin bu dobdolu dükkanı görmelerini mutlaka isterim. Ama önce hikayesini Bekir Özdemir'den dinliyoruz... Merhaba Bekir Bey kısaca sizi tanıyabilir miyiz? Bekir Özdemir: Selamlar, doğma büyüme Pendikliyim diyebilirim. Üniversite kapısını aşındırmış biri olarak Dumlupınar Üniversitesi mezunuyum. O dönem dükkanla, kitaplarla daha çok haşır-neşir oluyordum hem de dükkana yardımcı oluyordum. Üniversite ise zıt bir yol çizerek benim için biraz geri planda kalmıştı. Kısaca, 2016 yılında bir fiil benim için sahaf macerası başlamıştı. Babam (Hasan Özdemir) mesleğe yönelmemin en önemli faktörüdür. Sahaflık mesleğini usta-çırak ilişkisiyle öğrenmeye devam eden şanslı kişilerdenim. Pendik Sahaf Kitabevi&#

Özay Gönlüm      Modern halk ozanlarındandır Özay Gönlüm (5 Şubat 1940 - 1 Mart 2000). Ozanlık geleneği Anadolu da çok eski sözlü edebiyatın bir parçasıydı. Sözler nesilden nesile unutulabiliniyor. By nedenle Özay Gönlüm baba tarafından Denizli'nin olmasıyla birlikte, Ege bölgesinin unutmaya yüz tutmuş türkülerini araştırarak; Cura, bağlama ve Divan gibi sazların birleşimiden oluşan dünyada bir örneği olmayan müzik enstrümanıyla tüm dünyaya bu sözlü Folkloru duyurmuştur.        Muzaffer Sarıözen'le tanışınca  Ankara Radyosu " Yurttan Sesler"   programını sunmaya başlar ve çok sevilir. Zaten müziğe ve Denizli yöresine olan sevdası, samimiyeti yaptığı işe de yansıyordur. Televizyon programları ve Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlınlığı'nın desteği ile 23 ülkede sahne almıştır. Halkın gönlünde de taht kuran Müzisyen Sazına " Yaren" adını vermiştir. Dört bini aşkın türküyü kayıtlara geçirip unutulmasını engellemiştir. Derlediği ve seslendirdiği tü

     VII. Uluslararası Denizli Cam Bienali (2023) kapsamında Amerikalı Cam Sanatçısı Wesley Fleming ile Müzisyen eşi Rebecca Hartka "Çello İlhamlı Cam Gösterisi" ile sanat severlere dört gün boyunca keyifli anlar yaşattılar. Sanatın sanata ilham verdiği bu keyifli anlar için sanatçılara çok teşekkür ediyoruz.  Wesley Fleming (Cam Sanatçısı)  Rebecca Hartka (Müzisyen)  Çello İlhamlı Cam Gösterisi - I Çello İlhamlı Cam Gösterisi - II Sanat İlhamlı ⛬

Aşık Veysel Bronz heykeli -Gülhane Parkı, İstanbul- 2009 UNESCO tarafından Somut Olmayan Kültürel Miras listesine alınan Aşık Veysel, için yine UNESCO "2023 Aşık Veysel Yılı" olarak anılması kararlaştırdı.        Aşık Veysel  Şatıroğlu 1894 yılında Sivas'da doğmuştur. Dönemin yaygın hastalığı olan Çiçek hastalığına yakalanır ve görme duyusunu kaybeder. Babası oyalanması için ona saz alır. Zaten Anadolu da yaygın olan Ozanlık kültürü Veysel'i de içine alır. Şiirlerini sözlü geleneğin ürünü olarak okur. Sazı da onun dert ortağıdır. Kolay bir hayat geçirmez ama onu da Aşık Veysel yapan da bu yaşanmışlıktır. Bu hayatı gönül gözü ile görmenin  fırsatını yakalamıştır. Sizlere Aşık Veysel'den İlham veren şiirlerinden  birkaç dize sıraladım: Ne  dünyaya tapmış ne mala tapmış Ne doğruyu kovup eğriye sapmış Ne bir gecekondu ne saray yapmış Dünya benim diyen beyler nic'oldu  𝆺𝅥 Veysel de yaralı geyik gibidir Kapalı dertleri höyük gibidir Ne sarhoştur ne de ayık gibidir

    Tesadüflere inanan biri değilim. İşaretleri okumaya başlarsanız tesadüfe değil her şeyin bir nedene bağlı olduğunu anlarsınız.            Özgün adı "Begin Again" olan bu filmde yaşananlar gibi (Türkçesi "Yeniden Başlamak") ... Bana göre çok samimi bir film. Hayat durmaksızın devam ediyor. Ve bazı şeyler de ters gitmeden düzene tam olarak girmiyor.      Ters gitmeden de yoluna girmez mi? Başkalarının hayatlarına dokunmak zorunda mıyız? gibi sorular kafanızı meşgul edebilir. Bunu anlamak için şunu bilmek şart; hepimiz görünmez bağlarla birbirimize bağlıyız. Bu nedenle kaosun içindeki işaretleri doğru yakalarsak kaybolan ışığımızı bulabiliriz.            Gretta (Keira Knightley) şarkı yazarıdır ve ünlü bir şarkıcı Dave Kohl (Adam Levine) ile sevgilidir. İngiltere'den New York'a gelirler ama erkek arkadaşının ihaneti Gretta'yı evine dönmeye mecbur bırakır. Evine dönmek için gün sayarken yolu Dan Mulligan (Mark Rufallo) adında bir müzik yapımcısı ile k

"   Ne güzel 'yalnız değilim' diyebilmek.  Hep yalnızım demişim oysa.  İçimden dışımdan. Yal­nızım, yalnızız.  Herkes yalnızdır. Ben kendi yalnızlığımda insanlar yaratmışım.  Kendi içimden ben'ler çoğaltmışım. Bir,  bir daha, bir, bir daha...  Oysa bir tek kişidir insan. O orman çoğaltır  ki­şinin içindeki ben'leri. Kendini bulabilmektir amaç, çaba. Bunu düşünebilmek, böyle bir ara­maya, bulmaya inanmak..."  Oktay Akbal     Dinlediğiniz sesler, her biri farklı tonlarda farklı nesnelerden yansıyan adeta bir orkestra havasında doğadan ilhamla oluşturulmuş sesli yerleştirme olarak izleyiciye deneysel bir izlenim oluşturuyor.          Yağmur Ormanı V çalışmasını dinlemek bize aslında yalnız olmadığımızı vurguluyor. Bu dünyayı paylaştığımız diğer sesleri duyuyoruz. Evrenin içinde görünmez iplerle birbirine bağlı ve özgür canlılar oluşumuz. Belki de özgürlüğümüz gölgemiz kadar yer kaplıyor.          Bir düzenin benzersiz parçalarıyız. Her birimizin sesi, görüntüsü,

“İnsanın öğrenmesi gereken ilk dil tatlı dildir” Barış Manço     Sanatçı Barış Manço aramızdan 1999 yılında ayrıldı. Henüz çocuk aklımla çok üzülmüştüm hayattan gitmesine. Ve bu üzüntümle ilk kez biri için şiir yazmaya başlamıştım. İlk yazdığım şiir Barış Manço içindi. Hangi çocuk sevmezdi ki onu “Adam Olacak Çocuk”   programı ile çocukların gönlünde taht kurmuştu bir kere... “Bir kişinin adı en son ne zaman telaffuz edilirse o gün ölmüş oluyor insan. Yani fizik olarak bu dünyayı terk etmek çok da önemli bir şey değil. Nasıl olsa günün birinde hepimiz terk edeceğimiz için ve milyarlar terk ettiği için ama adınız anılmadığı gün gerçek anlamda bu dünyayı terk etmiş oluyorsunuz.” Barış Manço    Şarkıcılığının dışında, besteci, yönetmen, oyuncu, sunucu gibi bir çok kültürel sanatsal alanlarda yer aldı. Ama en çok şarkıları ile hatırlarız onu. “Ben bir şarkıcı, besteci olarak bu dünyaya gelmedim. Düşüncelerimi aktarmak üzere geldim. Bu; gün geldi şarkı söylemekle oldu, gün gel