Yazar Seda Nur Kurt ile Söyleşi
Merhaba Seda Hanım, bize kendinizden bahseder misiniz?
Seda Nur Kurt: Merhabalar, 4 0cak 1993 Kastamonu doğumluyum. Balıkesir Üniversitesi Necatibey Eğitim Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Eğitimi mezunuyum. Şu an da Kastamonu’da öğretmenlik yapıyorum. Ortaokulda yazmaya başladım. Lise yıllarında köşe yazarlığı, senaryo yazımı ve kısa film yönetmenliği alanlarıyla uğraştım.
İlk kitabım Çok Mu Erken’i üniversitede okurken çıkardım. Kitap, ortaokul ve lisede yazdığım şiirlerden oluşuyor. Ardından gene üniversitede Yüreğim Benek Benektir isimli öykü kitabımı çıkardım. Hoş Buldum Dünya isimli şiir kitabım şiir anlamında daha içime sinen bir kitap oldu. Ardından uzun bir aranın ardından Kastamonu’ya döndüm ve Neyno Kültür Yayınevi’nin sahibi Çetin Demirci ile tanıştık. Sonraki tüm kitaplarımı bu yayınevinden çıkardım.
Ortak yazarlı Sahaf Hikâyeleri, Renk, Cümbüş, Dilek Kitabı; bireysel çıkardığım Dün Gece Seni Çok Özledim isimli öykü ve Çingene Parkı isimli şiir kitapları peşi sıra okurla buluştu. Bu arada öğrencilerimle ortak Sanat Gezegeni isimli kitabımızı çıkardık. Üniversiteden beri başta Ensar Kılıç olmak üzere küçük bir ekibimizle edebi faaliyetlere devam ettiğimiz Simit Çay Edebiyat Etkinlikleri ile Betik dergisini çıkarıyoruz.
Şiir yarışmaları düzenliyoruz. Belirteç isimli yayınevini kurduk. Bu faaliyetlerdeki temel amacımız sesini yeni yeni bulan okur ve yazarların ses bulmasına destek olmak. Bunun yanı sıra editörlük, redaktörlük yapıyorum. Kastamonu’da Tevatür ismiyle tiyatro topluluğu kurduk. Orada çalışmalarımız devam ediyor. Bunun dışında doğa sporları, yüzme, özellikle antik kentleri gezme, tren yolculuğu, peynir tadımı, satranç ve ayak basmadığım parkları adımlamak, cami avlularında kaplumbağa aramak hobilerim arasında.
Yazmak bir eylem değil aşktır, diyebilir miyiz sizin için?
Seda Nur Kurt: İnsan neyle uğraşırsa gerçekliği o oluyor. Kendi dünyamda kafam sürekli okuma ve yazma eylemiyle örülü olduğu için uzun bir zaman -hadi buna çok toyluk yılları diyelim ki bu insan ömründe epey bir zamanı kapsar- bütün insanlar ömürlerini böyle sürüyor sandım. Bu yüzden de yaptığım şeyi herkesin gerçekliği gibi algılayıp sanki hep yapılan bir şeymiş gibi üzerine düşünmeden yapmaya devam ettim. Açıkçası hâlâ öyle bir yanım var.
Yazmak benim için ne aşk ne eylem… Yemek yemek, su içmek, işe gitmek, dolmuşa binmek gibi günlük yaşamı sürdürmek için gerekli olan şeylerden biri.
Sizi Betik dergisi ile tanıdım. Aynı zamanda derginin editörlüğünü de yapıyorsunuz. Nasıl başladı derginizin hikâyesi?
Seda Nur Kurt: Üniversite birinci sınıfta Ensar bir şiir topluluğu kurmuştu. Balıkesir Yazarlar ve Şairler Derneği ile beraber şiir dinletisi, şiir tiyatrosu, yazar söyleşileri yapıyorduk. Ömrüm boyunca en keyif aldığım ortamdı. Her hafta buluşup şiir okur, şiiri, okuyuşumuzu analiz ederdik. Orası benim için ikinci bir okuldur.
Üniversite ikinci sınıfta Simit Çay Edebiyat Etkinlikleri üst başlığıyla dergi çıkarmaya başladık. Zamanla isimde güncellemeye giderek eski Türkçede yazılı eser anlamına gelen Betik’te karar kıldık. Betik bizim için -aslında bunu dergicilik diye genelleyebiliriz de- ilk gençlik yıllarımızın heyecanı diyebilirim. Bu süreçte epeyce yol da aldık. Betik şu an her gün artan bir okur ve yazar kitlesine sahip, ayakları yere sağlam basan bir dergi.
Editör Seda Nur Kurt |
Gerçekten bana da bir dönem Çevrimiçi yayınlarınızda yer vermiştiniz. Böyle güzel ve genç bir dergide yer almaktan dolayı mutluyum. Yazma konusunda insanlara bir değer oluşturuyorsunuz. Buradan emeği geçen herkese çok teşekkür ederim. Çok daha iyi ilerlesin Betik!
“Hoş Buldum Dünya” ve “Çingene Parkı” adlı şiir kitaplarınızı okudum. Atıflar şiirlerinize zengin bir üslup katmış. Şiirlerinizde serbest nazım daha ağır basıyor. Bu, bilinçli bir tercih mi?
Seda Nur Kurt: Yaptığım şiir okumalarında bazı mısraları ruhumda hissediyorum. Gün boyu aynı mısra üzerine kafa yorduğum oluyor. Burada tabii hem hayranlık hem de her yazarda biraz olan bu şiir neden daha önce benim aklıma gelmedi hissi… Bana eşlik eden diğer hisler de o olağanüstü şiiri yazan şaire bir teşekkür, o şiiri belki henüz okumamış bir okura o şiiri fark ettirme isteği… Atıflarımdaki temel güdü bu diyebilirim.
Ölçü konusunda ise kitaplarıma almadığım aruz ölçülü kaside, gazel tarzı şiirlerim var. Çingene Parkı’nda bir koşma, bir varsağı örneği var. Bunları aslında ufak ufak denemeler gibi yazdım ama öyle yazmak bana pek keyif vermedi. Divan şiirinde mesela en çok Sebk-i Hindi akımını ve Şeyh Galip’i severim. Sanırım bu, benim yaratılışımla ilgili bir durum. Özgürlük alanımı korumayı seven biriyim. Serbest nazım bu yönümü besliyor.
Bir yazar olarak ilham kaynaklarınız neler?
Seda Nur Kurt: Okumayı, gezmeyi, dinlemeyi ve gözlemlemeyi seven biriyim. İnsanlar dikkatle dinlendiklerini hissettiklerinde heybelerinden dökülen öyküler beni her zaman şaşırtmış ve beslemiştir. Belki de en benzer yönümüz sesimizi duyurma isteğimiz. Bunu bazen konuşarak bazen yazarak bazen de tuhaf bir şekilde susarak yapıyoruz. Susma eylemi beslendiğim güçlü kaynaklardan biri. Sesimi unutacak kadar sustuğum anların sonunda bana ses olan epeyce şiirim var.
Sanat sizin yorumunuzla nedir? En çok sevdiğiniz sanatçılar kimler?
Seda Nur Kurt: Bu soruyla bana oldukça geniş bir alan açtınız. Ben çevresinden birkaç adım atmakla yetineyim. Sanat, varoluş sancısını katlanılır kılmak için hep beraber doğurduğumuz, doğmasını mümkün kılan sebepler nedeniyle büyümesini hoş gördüğümüz fakat ölmesini asla istemediğimiz bir hayatta kalma alanı. Bu yorumla kendimi ele verdiğimi düşünüyorum gene de cisimlendirecek olursam en sevdiğim sanatçılar varoluşçu felsefeye bağlı olanlardır.
Yazar & Şair Seda Nur Kurt kitapları |
“Dün Gece Seni Çok Özledim” öykü kitabınız herkesin kendinden bir şey bulacağı bir akışta, samimi ve düşündürücü. Özellikle duygu yüklü diyebilirim. Öykü yazmak sizde neyi anlatma, ortaya çıkarma hissi uyandırıyor?
Seda Nur Kurt: Yazılacak çok fazla öykü var. Bunu kabul etmeliyiz. Sınırlı ömrümüz bu sınırsız alanı dolduramıyor. Doldurduğunu varsaysak dahi bu kadar çok öyküyü okuyacak kadar uzun bir ömrümüz yok. Yazılacak pek çok öykü yazılamadan, okunacak pek çok kitap okunamadan toprağa karışıp gidiyoruz çoğu zaman hiç yazılmamış öykümüzle.
Ben çok meraklı bir insanım ama olayları, insanları değil hisleri merak ediyorum. Mekâna sinen yaşanmışlık kokusunu merak ediyorum. O kokunun orada hangi hisle asılı kaldığını? Görüp de elimden bir şey gelebilecek bir kırılma anından habersiz hiçbir etkim olmadan -hadi biraz daha el yükselteyim hiçbir işe yaramadan- öylece geçip gitmek istemiyorum. Öykülerimin pek çoğu yaşanmış öyküler. Kırk kat kilitle saklanmış hayatlara nefes alabilecekleri bir alan açma çabası, kimsenin görmediği, görse de umarsızca yanından yöresinden geçip gittiği nice güzel insana ayna olma isteği… Yazılarımda hoşa giden bir şey varsa gerçek olmasından, hoşa gitmeyen de belki gerçeğin rahatsız etmesinden…
Dinlemek çok kıymetli bazen kendi iç sesimizi dahi duyamıyoruz. Yazılarınızda bu hissi yakaladım. An'da olma ve bu bir mekan da olabilir zamanın ruhunu hissetmek... Bunu görmeyi sağlayan bir yazarla tanışmaktan mutluyum :) Kitaplarınız iyi geldi.
Peki! Şiir ve öykülerinizi bir renkle tarif etseniz o renk ne olurdu?
Seda Nur Kurt: Gri.
Edebiyat tartışan, kritik eden kesim azaldı gibi toplumumuzda. Siz buna katılıyor musunuz?
Seda Nur Kurt: Sanat, doğası gereği yalıtılmıştır. Öyle büyük büyük kalabalıklar istediğini sanmıyorum. Kendi iç sesini duyabilenlerle yetiniyordur diye düşünüyorum.
Konuğum olduğunuz için çok teşekkür ederim. Son olarak yeni projeleriniz hakkında bilgi verir misiniz?
Seda Nur Kurt: Ben teşekkür ederim. Yazılarımı okuyup zaman ayırdınız. Şu an daha önce yapmadığım bir şeye atılmak üzereyim. Çoğu yazıldı çoğu kafamda olgunlaşmayı bekliyor. Uzun olmayan bir sürede yeni bir türde taze çiçek kokulu bir kitap gelecek. Üstelik bu kez saf mutluluk üzerine. Bu, benim için yazılması zor bir duyguydu. O yüzden içimde daha önce hissetmediğim bir heyecan da uyandırıyor. Takipte kalın diyebilirim.
Yazar Seda Nur Kurt yer aldığı diğer kitaplardan bazıları |
Seda Nur Kurt İletişim
- Facebook @Seda Nur Kurt
- Instagram @seda.nur.kurt
- Betik dergisi @simitcayedebiyat
- Web Simitcay.com
Sanat İlhamlı ⛬
Sanat, doğası gereği yalıtılmıştır. Öyle büyük büyük kalabalıklar istediğini sanmıyorum. Kendi iç sesini duyabilenlerle yetiniyordur diye düşünüyorum. Niye daha çok insan edebiyatla sanatla ilgilenmez derken bu cevap çok açıklayıcı oldu.
YanıtlaSilYinede ben daha çok kişiye ulaşma çabası güdüyordum. Bana da iyi geldi. Belkide azınlık olmak Sanat için daha iyidir. 🙄
SilÇok güzel bir söyleşi. Kitap kapağını çok beğendiğimi Instagram da da belirtmiştim 😊
YanıtlaSilTeşekkür ederim Derya Hanım 💛
Sil