Sanat İlhamlı

24 Kasım Öğretmenler Günü Özel Söyleşi ❉ Merhaba Şeyma hanım, Sizi Mimozalı Martı olarak Instagram sayfanızdan tanıyoruz. Aynı zamanda öğretmensiniz. Biraz kendinizden bahseder misiniz? Şeyma Aydın Elmas: 19 Ekim 1990 İstanbul doğumluyum. Doğma büyüme adalıyım. İki, üç kuşaktır Adadayız (Kınalıada). Eskiden yazın sadece adada yaşardık. Ben iki yaşıma kadar yani 92 yılında yaz- kış yaşamaya başladık (Babamın işi gereği). Trakya Üniversitesi mezunuyum. Adadan ilk çıkışım bir yurtdışına gidişimle başladı. 10 yıldır elimde bavul bir Adaya gidiyorum bir Edirne’ye. Üç şehirliyim. Eşim işi gereği Çanakkale de ben de işim gereği Edirne de yaşıyorum. Eğitime değineceğiz ama sizle Sanat da konuşmak istiyorum. Sanatın birçok alanına ilgilisiniz. Fotoğraf, Resim, Edebiyat gibi çok farklı alanlarda üretimler yapıyorsunuz. Sanat sizce nedir? Şeyma Aydın Elmas: Dünyada ki her şeyin bir sanat olduğunu düşünüyorum. İnsanların yaratıcılıklarını ortaya koyarak ürettikleri en ufak şey bile bir sanattır

      İnsanlık sadece kelimelerle iletişim kuran bir canlı değil. Üstelik iletişim tek yönlü bir yapı hiç değil. Nesnelerinde bizlerle kurduğu bir iletişim dili var. Cansız nesnelerin sesini duymaktan ziyade görerek dinleme pratiğine yeni bir bakış getiren yerleştirme sanatı dediğimizde öne çıkan sanatçı Füsun Onur; Opus = II Fantasia (2001) adlı çalışmasını bizlere şöyle tanımlar:     " Bu parça tek bir enstrümanın monoloğu olarak düşünülmüştür: org gibi. Yerde yayılmış duran örgü şişleriyle başlar.  İlk önce tek sıra halinde, sonra birbirleriyle kesişip açılar oluşturarak. Az sonra ikinci unsur (altın yaldızlı ip) bu dalgın örgü şişlerine eşlik eder, hatta onlara eklenir. Ardından üçüncü unsur, kaideler aniden içeri dalar. Daha sonra örgü şişleri tekrar kendi aralarında çeşitli motifler oluşturur ve genişler. Sonra patlama ve sessizlik (...) .  Varyasyon ve tekrarlar küçük hafif tonlu geçişlerle devam ediyor (...) . Başka bir bölümde yeni bir rengin gelmesiyle heyecanlanıyoruz.

  DALGA / SUZY LEE - ETKİNLİK       Suzy  Lee,   son zamanlarda keşfettiğim çok etkileyici kitap yazarı. Onun  kitapları çizimlerinden oluşuyor. Sessiz öykülerin yazarı Suzy Lee 1974 Seul doğumlu. Seul Üniversitesi Güzel Sanatlar mezunu ve Yüksek Lisansını Camberwell Sanat Fakültesi (Londra)  Kitap Sanatları bölümünden tamamlar.     Kitap çocuk - ebeveyn ilişkisi için daha kaliteli zaman geliştirmek adına okunabilir. Öyküyü doğaçlama canlandırabilirsiniz, öykünün resimlerini yapabilirsiniz, sessiz öykünün sesi olup öyküyü kelimelere dökebilirsiniz...      Türkiye de MEAV Yayıncılık tarafından kitapları yayınlanan Suzy Lee'nin "Dalga" adlı kitabının Yayın sitesinde etkinlik dosyası var. Ben bu dosyayı tamamlayarak sizlerle paylaşmak istedim.   Dalga / Suzy Lee MEAV Yayıncılık - Etkinlik Dosyası  ☚ "Hiç dalgalarla oynadınız mı?" - EVET  " Oynadıysan neredeydi ve nasıl bir oyundu?" - İSTANBUL    " Sence bu hikayedeki kızın adı ne olabilir?" - Mİ

"Konveksiyon İşçisi" - Neş'e Erdok, 1982      Tablo ilk etapta işçi değil de bana bir zeybek duruşu gibi güçlü, gerçek ve samimi bir izlenim oluşturdu. İstanbul gibi büyük şehirlerde fabrikaların kurulması ile fabrikaların işçi ihtiyacını arttırdı. Küçük şehirlerden, köylerden İstanbul'a göçler başladı. Şehirde bir işçi sınıfı meydana geldi. Bununla beraber yepyeni bir kültür gelişiyordu. Müzikten, Edebiyata yepyeni akımları doğurdu. Yalnız işçi sorunları hafiflemedi.       Toplumsal değişimi bir sosyolojik tahlil gibi  kullanan Ressam  Neş'e Erdok,  resmettiği figür kendinden emin duruşlu.Kendi yaşamının kahramanı edasıyla karşısına geçen figür  izleyiciye kanıtlar nitelikte.  Koleksiyon: İstanbul Modern Müzesi Sanat İlhamlı ⛬

      Arkeoloji,  eski medeniyetleri maddi buluntular ile araştıran kazı veya eskinin bilimidir. Höyükler, Tümülüsler, Mezarlıklar, Akropoller, Mağaralar, göler, sualtı kalıntıları ve nehir yatakları gibi yerler araştırma alanlarıdır. - Prehistorya:  İnsanın ortaya çıkışı ve alet kullanımı - Protohistorya:  Meyal alet ve yazı kullanımı - Tarihsel Arkeoloji  gibi bölümlere ayrılır.         Tarihsel olarak geçmişi Rönesans ile başlatılır. İlk bilimsel öncüleri Fransız Caylus ve Alman Winckelmann. Daha sonra   sistematik çalışmanın temellerini ise Alman Bilimci Müller ortaya koydu. Örneğin  Champolion 1822 Mısır hiyeroglif yazısını çözdü. 1846 Rawlinson Mezopotamya çivi yazısını çözdü.      Türkiye de ise   Osman Hamdi Bey ile  Arkeoloji çalışmaları başladı. Lübnan Say'da da İskender Lahtini buldu. Ayrıca İstanbul Arkeoloji Müzesi'ni kurucusudur. Böylece ilk Türk Çağdaş Müzeciliğin öncüsü olmuştur.      Arkeoloji Tarih, Coğrafya, Filoloji ve Antropoloji gibi birçok Bilimle etk

Kaçak Kazıları İhbar Edelim!  Suça Ortak Olmayalım!  Eserlerimizi Koruyalım!  Kültür Varlığı Kaçakcılığına Sessiz Kalmayalım!        Kültür , bir toplumu geçmişten geleceğe taşıyan maddi, manevi tüm birikimlerin genel adıdır. Geçmişten günümüze kalan birçok öğe Kültür Mirası olarak nitelendirilir. Tüm bu Miras bir Varlık oluşturur. Taşınabilin, Taşınmayan ve Somut Olmayan olarak: ➤ Taşınabilenler ; kitap, cam eşya, küçük materyaller, vb... ➤ Taşınamayanlar ise tarihi şehirler, külliyeler, köprüler vb. daha geniş alandaki Kültür Varlıklarını kapsar.  ➤   Somut Olmayan Kültürel Miras (SOKÜM) da sözlü ebebiyat , el sanatları, festivaller, gelenekler ve benzeridir.       Kültür Varlıklarına sahip çıkmak çok önemli. İnsanı insan yapan ve geleceğe güvenle bakmasını sağlayan bu Kültürel Miras için gerekli önemi göstermeliyiz.       Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Kültür Varlıklarını korumak için Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü'ne bağlı;  "Kültür Varlıklarını Koruma Yüks

Balkan Naci İslimyeli, 1990      Sanat bazen sanatçı için deliliği kabul etmek ile aynı anlamlıdır. İçinde yaşadığı toplumun kültürü ile ait olduğu kültürün dışına çıkma, farklı olanla bağ kurmak yani alışılmışın dışına çıkmayı gerekli kılıyor.       Sanatçı çalışmasında kendi portresini kullanarak bu deli gömleği giyme cesaretini gösterdiğini bizlere kanıtlıyor. Gömlekteki yazılar direk okunabilir ya da herhangi bir dilde yazılmış, herhangi bir kültüre ait değil. Burada evrensel bir diyalog göze çarpmakta.      O zaman "Deli Gömleği" giymek bizi Sanat yoluyla insanlığı ve dünyayı anlamayı kolaylaştırıyorsa giymeye devam etmeli!  Koleksiyon: İstanbul Modern Müzesi  Sanat İlhamlı ⛬

 Tomur Atagök,1989    İtalyanca "benim kadınım" demek olan Madonna. Bir şarkıcı fenomen üzerinden kadının görünüşünün arkasındaki farklı varoluşlarını sorgulatıyor Sanatçı Tomur Atagök .      1958 doğumlu Amerikalı Kadın şarkıcı Pop'un Kraliçesi unvanı ile tüm dünyada tanınan gerçek ismi Louise Ciccone olan Madonna sahne adı dışında bir kadın olarak farklı rollere sahip. Ama onu en çok şarkıları ve dansları ile tanırız. Çoğunlukla  böyle ünlü isimler özel hayatları ile çok gündemde yer alır. Bir kadın olarak neler yaşadığını bilmeden gördüğümüz ya da bize yansıtılan hali ile bir şekle sokarız. O şekle inanmayı seçeriz.  ➺  Tabloyu Madonna'dan bir kadın olarak kendimize çevirdiğimde en çok hangi yüzler ile dışarı yansıyoruz?  ➺  Biz kadınlar Madonna olmayı beklemeden varoluşumuzu ne denli maskelerle çoğaltıyoruz?  ➺   Ne derecede kendimiz oluyoruz ilişkilerimizde?  Tüm bunlar sizin yorumlarınız ile biz izleyici de şekillenecek. Yorumlarınızı bekliyorum ☟ Koleksiyon:

    Sanat Bilim, kendi çevresinde Akademik olarak ele alınıyor. Mesele Sanatı halkın geneline yayabilmek. Bu konuda en önemli adım eğitimde  "Sanat Bilgisi" adı altında yapılacak dersler ile Sanata dikkat çekilebilinir. Eğitim sisteminde daha çok yer bulan Sanat disiplini toplumdaki vizyonu da değiştirecektir. Örneğin; bir Sanat galerisi gezmeyen ya da imkan bulamayan bireyler eğitim isteminde de Sanat ile ilgili konularla karşılaşmayınca Sanatı özümsemesi ve bir Sanat İzleyicisi olmasını beklemek mümkün değil.      Sanat hiç kuşkusuz izleyici ile var. Buyüzden Sanat sahasında sanatçı ve eseri kadar izleyici etkisi çok mühim. Sanat izleyicisi, alıcısı, seyircisi veya tüketicisi tüm bunlar kendi içinde bir dinamik oluşturur. Bütününde de  sanattan bir etki alıp bu etkiyi herkese yayarlar.       Bir şeyleri öğremek için her zaman vakit vardır. Önemli olan cesaret edebilmemizde. Sanata ilginiz varsa hayatınızda en az bir sergi ya da Sanat etkinliğine katılmışsanız; Sanat İzleyic