Kayıtlar

Ayna Ayna Söyle Bana

Resim
′ ′Seni sevmeye hazır olmayan insanları serbest bırak. Bu hayatında yapacağın en zor şey. Seni sevmeye hazır olmayanlara sevgini vermeyi bırak. Değişmek istemeyen insanlarla zor sohbetler yapmayı bırak. Varlığına önem vermeyen insanlar için güzel görünmeyi bırak. İçgüdülerinin etrafındaki herkesin iyi dileklerini kazanmak olduğunu biliyorum, ancak aynı zamanda zamanını, enerjini ve akıl sağlığını çalacak dürtüdür... Hayatında memnuniyet, ilgi bağlılık ortaya çıktığında, herkes senin kadar dürüst olmayacak... Bu, kim olduğunu değiştirmen gerektiği anlamına gelmez. Bu seni sevmeye hazır olmayan insanları sevmeyi bırakman anlamına geliyor. Zamanını harcadığın kişiler tarafından ince bir şekilde dışlanır, ince bir şekilde aşağılanır, unutulur veya kolaylıkla görmezden gelinirsen onlara ilgini ve enerjini sunmaya devam ederek kendine iyilik yapmazsın Gerçek şu ki sen herkes değilsin... Ve herkes senin için değil. Bu dünyayı bu kadar özel yapan şey, arkadaşlığına, sevgine, dostluğuna önem ve

Şiir Molası - I

Resim
   BÜYÜDÜM Çay semaverin dışına taştı Elma olgunlaştı Ben büyüdüm birden Nasıl oldu bilmem Atımın üstüne atladım Koşmaya başladım  Ben koştukça küçüldü yumağım Keşke küçük kalsaydım Bebeğimle oynasaydım Bebeğim yere düşdükçe Büyüseydi yumağım ŞİİR: CEYLAN DÖKMEN Kaynak Kitap:  *Kırdığımız Oyuncaklar /Sunay Akın

Kardeşimin Hikayesi'nden Notlar

Resim
    " İnsanların duyguları olmasaydı her şey ne kadar kolaylaşırdı" cümlesinin kitap açıklamasında belirten yazar Livaneli, bu düşüncenin insanın tabiatına ne kadar aykırı olacağının farkında. İşte titizlikle baştan sona okuyucuyu sıkmadan insanlar arası duygu yitiminin olsa olsa Aşk'tan vazgeçerek olabileceğini anlatmış. Aşk'ın bugünkü kavramının çok daha başkalaştığı zaman da gerçek Aşk'ı her şeyden üstün bir duygu, erişilmesi güç bir olgu olarak irdelemiş.       Romanı kahramanın ağzından dinliyoruz. Tuhaf ve ayrıntılı gözlem yeteneği akla cinayeti onun işlediği izlemini veriyor. Gazeteci kıza olan gizli hayranlığı öfke, kızgınlık, üzüntü, aşk gibi bir çok duyguya karşı kayıtsızlığı kardeşinin hikayesini anlatması ve bunu sanki olayları kendi  yaşıyormuşcasına anlatılması romanı sürükleyici, okuyucuyu sıkmadan ve yer yer bilgilendirici oluşu keyifli bir okuma sağlıyor.      Şaşırmadığımı söyleyebilirim komşusunun cinayetini onun işlemediğine. Çünkü hayatta aile

Hayat Seçimlerimizin Bir Dansıdır

Resim
    "La La Land"   Türkçe'ye "Aşıklar Şehri" olarak çevrilen romantik drama ve müzikal bir film. Şehir Hollywood film yapımlarının merkezi Los Angeles da geçiyor. Mia&Sebastian adlı iki insanın hayallerine ulaşma macerası. Biri sahne sanatlarına biri de Caz müziğe tutkuyla bağlı.       Sebastian (Ryan Gosling)  Mia (Emma Stone)        Film danslar eşliğinde diyaloglarla devam ediyor. Danslar izleyiciyi sıkmadan yerinde olduğunu düşünüyorum. Sebastian ile dans ettiğinde Mia'nın ayakkabılarının değiştiğini görüyoruz. Burada alt metinde "eşitlik, denklik" mesajı verilmiş gibi...        İlişkiler adeta dans etmeye benziyor. Önemli olan aynı figürler değil o figürlerin farklı ve ahenkli olması ile ilgili. Her dans bizi bir yöne sürükler ve o yönde de seçimlerimizle yol alırız.       Mia ve Sebastian tesadüf karşılaşmaları sonunda birbirlerine aşık olmuştur. Mia'nın tiyatrocu olmak istemesi; Sebastian'ın da kendi Caz Kulübünü açma hayali ve

Bedri Rahmi'nin Fırçasından, Bedri Rahmi'nin Kalemine

Resim
   Merhaba sevgili Sanat severler gördüğünüz tablo Utku Varlık'ın da İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi'den hocası olan Bedri Rahmi Eyüboğlu'un "Han Kahveleri" tablosu. Çok yönlü bir sanatçı Bedri Rahmi. Hem Ressam hem Şair ve Amerika'ya kadar uzanan bir hayat. Önceliği hep kendi ülkesi olan sanata adanmış bir kişilik. O zamanlar yazdığı "Türküler Dolusu" şiiri ile bu tablonun ruhuna dokunmak istiyorum. Bedri Rahmi'nin fırçasından Bedri Rahmi'nin kalemine; TÜRKÜLER DOLUSU  Kirazın derisinin altında kiraz Narın içinde nar Benim yüreğimde boylu boyunca memleketim var Canıma ciğerime dek işlemiş Canıma ciğerime Sapına kadar Elma dalında uzağa düşmez Ne yana gitsem nafile Memleketin hali gözümden gitmez Binbir yerimden bağlanmışım Bundan ötesine aklım ermez. Yerliyim yerli olmasına İlmek ilmek, damar damar Yerliyim Bir dilim Trabzon peyniri Bir avuç tiflik Bir çimdik çavdar Bir tutam şile bezi gibi Dişimden tırnağına kadar Ressamım. Yurdumun taşın

Mustafa Kemal ile Birgün

Resim
   Yıl 4 Şubat 1931, Türkiye Cumhuriyeti Reis-i Cumhuru Gazi Mustafa Kemal,  Denizli de ziyarette. Öğlen saatlerinde geldiği  Denizli'de Parti binası olarak kullanılan 19.yüzyıldan kalma konak da, ona ikram edilen öğlen yemeğini yer...     Konsoldaki aynadan yansıyan görüntüsü  ile yine çok önemli hatırlatmalar yapmakta olduğu görülür. Bir yandan yorgunluk kahvesini yudumluyor diğer yandan Cumhuriyetin değerlerini anlatıyor. Herkes pür dikkat onu dinlemektedir... Konak onun sesiyle yankılanmakta; "Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir. Ben milletimin en büyük ve ecdadımın en değerli mirası olan bağımsızlık aşkı ile dolu bir adamım. Çocukluğumdan bugüne kadar ailevî, hususî ve resmî hayatımın her safhasını yakından bilenler bu aşkım malumdur. Bence bir millete şerefin, haysiyetin, namusun ve insanlığın vücut ve beka bulabilmesi mutlaka o milletin özgürlük ve bağımsızlığına sahip olmasıyla kaimdir. Ben şahsen bu saydığım vasıflara, çok ehemmiyet veririm. Ve bu vasıfların k

III-Orta Çağın Bilgini: İBN ARABİ

Resim
     İslam bilginlerinin en tartışmalı büyük düşünürü hiç kuşkusuz Muhiddin İbnül Arabi 'dir. Orta çağdan bu yana hala etkisi sürmekte. 1165 yılında Murcia, Endülüs (İspanya) da doğar. Endülüs'te "Seraka" diye de bilinir. Ailesi ölünce İspanya'ya bir daha dönmez. Arap yarımadası ve Anadolu da uzun yıllar yaşar ve 1240 Şam da ölür. Onu anlatmaya okyanuslar yetmez. Ama her bilginden öğreneceğimiz çok şey var. Kıymetli buluyorum, eleştirenlerin aksine...              Allah'ın tüm yarattıkları ile bir olduğunu ve bu birlikte en güzel varlığın insan olduğunu savunur. Varlıklar onu yaratandan bağımsız değildir. Onunla birdir. Bunu bir okyanus olarak da düşünebiliriz. Hepimiz bu okyanusun derinliklerinde yüzüyoruz. Suyun dışında bir yaşam ya da bu okyanusun kaynağının ne olduğunu düşünmeyiz. Düşünenler ise  okyanusun dışını aşmaya çalışanlardır. Tıpkı Yunus balıkları gibi hem kara hem havayı soluyarak ne hakikatini inkar eder ne de suyun dışındaki varlıkları. Belki

II-Cam Bienali ve Yolculuğu

Resim
  Merhaba 6.Uluslararası Denizli Cam Bienali   ilk etkinliklerden yani 2011- 2019 yılları arasındaki çalışmaları, özel karma bir sergiyle sunmuştu. Bende size bu sergi ile ilgili kısa bir tur hazırladım :)   ..  Uluslararası Denizli Cam Bienali               10.yıl Özel Sergisi      Heyecan Ural ( Türkiye)  Sally Prasch (ABD)  Kazimierz Pawlak (Polonya)  Vladimir Klein ( Çekoslavakya)  Lucio Bubacco (İtalya) V. Bienal Sanatçılarının ortak eseri  Julie Anne Denton (Man Adası / Britanya)  Ömer Meral (Türkiye) Mauro Bonaventura (Venedik / İtalya)  Simone Crestani (İtalya)  Marta Gibiete (Letonya)  Marta Vianella (Venedik / İtalya)  Caterina Zucchi (İtalya)  Share Fero (ABD) Not: Kapak fotoğrafı 6.Uluslararası Denizli Cam Bienali, Sanatçı Mustafa Ağatekin'in "Buluşmalar-Çakışmalar" çalıştayından.  Fotoğraflara tıklayarak yakından bakabilirsiniz!

I-Cam Bienali ve Yolculuğu

Resim
     Denizli Cam Bienali'nin Türkiye'ye deki ilk öncüleri ve aynı zamanda Küratörleri Sanatçı Ömür Duruerk ve Fatih Duruerk 'in bu zamana kadar Karma Tasarım Atölyesi ve Denizli Büyükşehir Belediyesi 'nin katkıları ile organize ettikleri geçmiş Bienaller hakkında bilgi vermek istiyorum.  Türkiye'deki ilk Uluslararası Cam Festivali ve Cam Bienali olma özelliği taşıyan;    I.Bienal tarihleri; 6-7-8 Mayıs 2011 de ilk ateşi Denizli'de yaktı.     II. Bienal Teması: Efsane ile 24,25,26 Mayıs 2013 de gerçekleşti. III. Bienal Teması: Yapım Aşamasında ile 29,30,31 Mayıs 2015 de gerçekleşti.  IV. Bienal Teması: Dönüşüm ile 5,6,7 Mayıs 2017 de gerçekleşti.  V. Bienal Teması: Yansıma ile 2,5 Mayıs 2019 da Denizli Türkiye de gerçekleşti. VI. Bienal Teması: Oyun da 14,15,16,17 Ekim 2021 de gerçekleşti. Bu Bienalde;  Türkiye'nin ilk giyilebilir Cam Defilesi  ile kırka yakın sanatçının tasarladığı tasarımlar; yine sanatçıların kendileri tarafından üzerlerinde taşına

Sahnedeki Ressam

Resim
                          Tiyatroyu sever misiniz? Peki ilk ne zaman izlediniz? Ben ilk canlı tiyatromu izlediğimde 6 yaşında idim. O zamanlar ana okuluna gidiyordum. Okulumuzda yıl boyunca birçok tiyatrocu gelirdi. Bahsettiğim yıllar  96, 97... Hiç bu dönemlere benzemeyen, sosyal medyasız, insanların birbirleri ile yakın temasta olduğu seneler.        Tiyatro denilince Türkiye de en önemli isimlerin başında gelen bana göre en baş; Nejat Uygur. Ben onu en çok televizyondaki tiyatro oyunları ile tanıdım. Eminim benim gibi birçok kişiye tiyatroyu sevdirmiştir.             Televizyonun 90'larda en yaygın kitle iletişim aracı olduğu dönemlerde; Nejat Uygur tiyatroyu televizyona taşıyarak nice aileleri sanatla buluşturup, onları güldürerek evlere neşe olmuştur. Günümüzde komik olmayı hakaret ile birleştiren ve aradaki ince çizgiyi yakalayamayan komedyenlerin aksine o saygısını hiç bırakmadı. Bence gerçek yetenekte buydu.       Hayatını incelediğimde tiyatrocu olmak aklında hiç yokken pi

GÖLGEDEN YANSIYANLAR

Resim
        Her canlı ve cansızın yaydığı bir titreşim var ve her titreşimin bir frekansı. Bu frekans bazen yayılır bazen kendine çekilir. Bunu hissetmek mekanik dünyada gittikçe zor gibi görünebilir.  Yeni Medya Sanatçısı Candaş Şişman mekanik materyallerle hazırladığı çalışmaları ile izleyicinin ruhuna dokunan bir etkileşim oluşturuyor. Camın ses ve ışıktaki yansımaları ile bunu aktarır. Ben de bu çalışmaları sizlere sunmak istedim.      İzlerken sizi farklı bir alana çekiyor. "Gölgeden yansıyanlar" diye tabir ettiğim bu çalışmanın sizde de güçlü etkisi olacaktır. " Yakınlaşmaları, çünkü, önceleri uzak olmuş; uzaklaşmışlarıda, önceleri yakın olmuştur - her bir yakını için bir uzak; her bir uzağı için de bir yakın...       Bu denge, kişinin, temelinden anlaşılmaz bir dengesizlik olan yaşamın bir bütün olarak kavramasını da sağlar; anlamış olduğunu sandığı hiçbir şey, aslında, kavramamış olduğunu anlamasını da... "  Oruç Aruoba  Not: Görseller Candaş Şişman'ın 6.Ulu