III-Orta Çağın Bilgini: İBN ARABİ


     İslam bilginlerinin en tartışmalı büyük düşünürü hiç kuşkusuz Muhiddin İbnül Arabi'dir. Orta çağdan bu yana hala etkisi sürmekte. 1165 yılında Murcia, Endülüs (İspanya) da doğar. Endülüs'te "Seraka" diye de bilinir. Ailesi ölünce İspanya'ya bir daha dönmez. Arap yarımadası ve Anadolu da uzun yıllar yaşar ve 1240 Şam da ölür. Onu anlatmaya okyanuslar yetmez. Ama her bilginden öğreneceğimiz çok şey var. Kıymetli buluyorum, eleştirenlerin aksine...

      
      Allah'ın tüm yarattıkları ile bir olduğunu ve bu birlikte en güzel varlığın insan olduğunu savunur. Varlıklar onu yaratandan bağımsız değildir. Onunla birdir. Bunu bir okyanus olarak da düşünebiliriz. Hepimiz bu okyanusun derinliklerinde yüzüyoruz. Suyun dışında bir yaşam ya da bu okyanusun kaynağının ne olduğunu düşünmeyiz. Düşünenler ise  okyanusun dışını aşmaya çalışanlardır. Tıpkı Yunus balıkları gibi hem kara hem havayı soluyarak ne hakikatini inkar eder ne de suyun dışındaki varlıkları. Belki Yunus balığının bir peygamber adına isim olması da tesadüf değildir. Yunus Peygamberin o balığın içine girmesi dışındaki hakikat. 


    Peygamberler nasıl ki varlığın ötesindeki mutlak yaratıcıyı kavramışsa. Bazı düşünürlerde suyu aşmaya çalışan bilge balıklar. Amaçları hakikati insanlığa aktarmak, gören göz bir daha o görüntüyü silemez. Bir kere görmüştür ve anlatmak bir zorunluluk doğurur. 

    İbn Arabi de görenlerden. Onca eser yazmış ilim yolunda hiçbiri varlığı inkar değil hakikati kavrama üzerine. Ne şekil ne geçici. Kalp ile insanın özüne iner. Kalbin mertebeleri vardır. Ve bu kalpten yayılan hisler insanı şekillendirir. 

    Ruh diyagramı ile bunu çok iyi anlatır. Kalp merkezdir. Kalbin titreşimi nefsin yani egonun emrinde ise titreşim şeytana yani karanlık duygularda konaklar. Nefsin (ego) üstünde ise Allah'a yakın yani yüksek bilinç hakikat ile aydınlanır. Kalp gözü insanın en önemli gözüdür. Bu göz nefsi (ego) terbiye edip dengelerse aydınlığa Tanrıya, Yaratıcının sonsuz ışığına yakındır. O ışık her yerdedir. Tek fark gören kalbin o ışığı alıp almamasında. 



"Varoluşun bütün dereceleri insan-ı kamil de gerçeklerşir. Bu bakımdan insan-ı kamil Evrensel Hakikatin akılla idrak edilebilen suretidir." 
İbni Arabi 



"Kulları arasında seçtiği kimselerin kalblerini temizlemiştir. Onların kalblerini kuşku ve yanılma gibi, şevk ve şüphe  gibi manevi hastalıkları koymamıştır. Bu kullarını düşmanlık ve mücadele oklarına hedef yapmamıştır. Aksine onlar için, bizzat ışıtan, aydınlatan ışıkla, özle kınından sıyrılmış Hidayet kılıcını parlatmıştır."
  İbni Arabi 



   "... Yalnızca kendi nefsiyle uğraşan insanın durumu ne güzeldir! Böyle olmalı ki herkes kendi yerinde, kendine uygun olan yerde bulunsun. Böyle bir insan mutludur, huzurludur. Böylece varoluşun tüm hakikatlerini elde eder" 
İbni Arabi 






      

Kaynak Kitap: 

°"Fena Risalesi İbn Arabi"

(Ögün Adı : Kitabü'l-Fena Fi' l-Muşahede) 

Kapak Fotoğrafı : 

°°İbni Arabi Divanı  (Kendi el yazması) The Khalili Koleksiyonundan. 

Yorumlar

ÖNE ÇIKANLAR

III- Kitap Sayfalarından Beyaz Perdeye

Genç Ressam Süleyman Erdoğan ile Söyleşi

SANATTA YARATICILIK

İSTANBUL' DA ŞİFA BULMAK

Dönüşüm Etkisi

Doğukan Çiğdem ile Söyleşi

Şehrin Dokusu: Heykeller

Picasso'ya Dair

Sanatçı Bahar Bilici Öztürk ile Söyleşi

SARI IŞIĞIN İZİNDE