Kayıtlar

Gezgin Tevfik Saraç ile Söyleşi

Resim
Türkiye’yi bisikletle gezen adam olarak tanıdık sizi peki Tevfik Bey kimdir? Ne zaman başladı bu tutkuya? ve Türkiye’yi bisikletle gezme fikri nasıl gelişti? Tevfik Saraç: Adım Tevfik Saraç .51 yaşındayım. Bir bisiklet sevdalısıyım. Bisiklet sevdam uzun vakittir devam ediyor. Küçüklüğümden beri her zaman bisiklet kullandım ve son yıllarda daha çok ilerlettim, geliştirdim. Her hafta 50-60 km pedallı yordum. Bir müddet bu beni kesmemeye başladı. Neden kesmiyor... 50 km gidiyorsunuz 50 km de geri geliyorsunuz. 100 km pedallamış oluyorsunuz. 100 km ciddi bir mesafe ama döndüğünüzde yine aynı noktadasınız. Neredesiniz?... Bildiğiniz mekanda, bildiğiniz yerdesiniz, evinizdesiniz. Gittiğiniz gördüğünüz yerler hep aynı ve daha uzak yollara gitmek istedim. Nereye gidebilirim?... Türkiye sınırları içinde nereye gidebilirim? Diye kendi kendime sordum. En uzak mesafe olarak Kars’ı belirledim Türkiye sınırları içinde. Bunun için hazırlıklara başladım. Haftada iki kere antrenman yaptım. Tam tura b...

Hayal Meyal

Resim
    Tarık Tufan 'ın Hayal Meyal romanını kahramanın ağzından dinliyoruz. Mahalle kültürü, değişen zaman ve aile ilişkilerini birey üzerinden yorumluyor. Bu sosyal ilişkilerin bireyde oluşturduğu yalnızlığın, ağır sonuçlar doğurması sonunda yarattığı psikolojik rahatsızlık bize kendine, etrafına yabancılaşan birey tutumunu gösteriyor. Günümüzde de öyle değil mi? Yalnızlık ve çaresizlik, tükenmişlik sendromu dediğimiz vakaların bir ömür sürmesi büyük yaralar oluşturuyor. Bazen de geri dönülmez.     Romanda kahramanımız mahalle komşusu İlknur ile evlenecekleri zaman nişan atıp uzaklara gitmesi, uzun süre mahalleden, ailesinden uzak yaşaması ta ki kanser teşhisi konup geri dönüşüne kadar yaşadıklarını ele alınır. Hastalığının yüzünden yeniden ailesinin yanına dönüşü sırasında gitmek ve kalmak arasındaki ikilemlerine şahit oluyoruz. İlknur uzun süre onun hafızasından hala çıkmamıştır. Onu bıraktığı için üzgündür. Hastalık ona farklı bir anlam yüklemiştir. Görev olar...

Bir "HAYAL" doğdu!

Resim
    Bugün günlerden Hayal İncedoğan ve fonda Bach çalıyor duyuyor musunuz? Ben duyuyorum...           10 Ekim 1980 İzmir doğumlu Hayal İncedoğan; Dokuz Eylül Üniversitesi Resim Bölümü Lisans ve Yüksek Lisans mezunu. Halen aynı üniversitede Akademisyenlik yapmaktadır. İlk sergisini New York 'da gerçekleştiren sanatçı birçok Avrupa ülkesi ve Türkiye de başta İstanbul olmak üzere çok sayıda koleksiyonlarda eserleri  yer almıştır.          Sanat  yaklaşımında disiplinler arası eserler üretmektedir. Çalışmalarının çoğu Botanikten, Edebiyattan ve Müzikten ilham alıyor.  « Bu dünyada doğum diye bir mucize olduğunu göre inanılmaz denilen her şey mümkün»  .. İyi  ki doğdun Hayal İncedoğan!    Eserlerinden birkaç seçki; "Ne ölüm var ne de hayat  Sadece biz varız "  (2018) Ayna üzerine yerleştirme, İstanbul Modern Sanat Müzesi Koleksiyonu.  Vernorexia (2022) Led ışıklı çiçek yerleşti...

Ressam Şebnem Soydan ile Söyleşi

Resim
Merhaba Şebnem Hanım öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? Şebnem Soydan: 1977 Tefenni Burdur doğumluyum. Gazi Üniversitesi Resim-Heykel mezunum. 2000 yılında Afyon’da öğretmen olarak göreve başladım. Daha sonra eş durumundan Denizli'ye geldim. Resim yapmayı hiç bırakmadım. Heykel bölümü mezunuyum ama heykele ilgili alan bir türlü oluşturamadım. Bende var olan çalışmalarımı farklı şekilde dökmeye karar verdim. Sulu boya, pastel boya kalemleri, kağıda daha çok yoğunlaştım. Boyaları daha fazla kullanmaya çaba gösterdim. Öyle öyle resimlerimi oluşturdum. İlk kişisel Serginiz Metamorfoz, nasıl başladı ve neler etkili oldu? Şebnem Soydan: Okuduklarım, seyrettiklerim, açıkçası bilim kurgu çok severim. Fantastik filmleri çok seviyorum. Hatta imkanım olsaydı animasyon okumak isterdim. Zaman değişik şekillerde kendini gösteriyor, getiriyor farklı şeyler ortaya çıkartıyor. Bende dedim ki bunu böyle kişisel sergiyle değerlendireyim. 1,5 yıl kadar atölye geçmişim oldu. Daha sonra atölye arkada...

SANAT ANTROPOLOJİSİ

Resim
   Antropoloji, insan ırkının çeşitliliğini inceleyen bilim dalıdır. İnsanın kültürel, toplumsal ve biyolojik farklılıklarını, değişimlerini ve benzerliklerini araştırır. Böyle olunca da sanatta Antropolojinin konusunu oluşturur. Çünkü sanat da insanın anlam arayışı ve bu anlamı ifade edişinin ürünüdür.  Antropolojik olarak sanat belli bir sınıfsal alana ayrılır: Görsel Sanatlar    İnsanlık tarihinin en eski görsel sanatlarına örnek olarak Fransa'daki Lascaux Mağarası duvar resimleri verilebilir. Günümüzden 17.000 yıl öncesine ait.  ( fotoğraf Raph Morse 1901) Sözlü Sanatlar      Yunan Sözlü mitolojisine ait Apollon ve Dahpne ile Roma mitolojisindeki benzer karakterler sözlü sanata örnek verilebilir.  Müzik Sanatları    Güney Peru Milattan Önce 200 Nasca kültürü  ait bir çeşit flüt. Üflemeli çalgılar dünyanın bir çok kültüründe farklı şekillerde Müzik Sanatları için kullanılmıştır.     Sanat önceleri gelene...

Göç Sanatçıları

Resim
   Göç insan tarihi kadar eski bir olay. Kimi zaman iklim kaynaklı kimi zaman savaşlar yüzünden insanlık büyük bir değişimin kaynağı göç ile sürekli bir döngüde. Gidilen yerlere uyum sorunları, sosyolojik ve psikolojik birçok zorluğu beraberinde getiriyor.  Peki sanatçı kalabilmek nasıl?  İşte "Göç Sanatçıları Sergisi" buna ayna tutuyor. Mehcer (Göç Sanatçıları Derneği) tarafından yapılan, 17 sanatçının eserlerinden oluşan sergide heykelden, hat sanatına, yağlı boyadan, ahşap işlere çeşitli eserler yer alıyor. Ziyad Tawbe Halil İsa Basil İdrees Mustafa Teet Abdulmuin Abdulmecini Razan Al Samman Basma Al Khatib Iman Gaga Hadi Kerküki         Abdulnasır Mısri Hisham Magik Meryem Ubedi Omar Omar Ahmet Aljour Heysem Selmo Tarik Hakan Suhuf Mustafa  Not: Fotoğraflara tıklayarak yakından bakabilirsiniz!