Hayal Meyal
Tarık Tufan'ın Hayal Meyal romanını kahramanın ağzından dinliyoruz. Mahalle kültürü, değişen zaman ve aile ilişkilerini birey üzerinden yorumluyor. Bu sosyal ilişkilerin bireyde oluşturduğu yalnızlığın, ağır sonuçlar doğurması sonunda yarattığı psikolojik rahatsızlık bize kendine, etrafına yabancılaşan birey tutumunu gösteriyor. Günümüzde de öyle değil mi? Yalnızlık ve çaresizlik, tükenmişlik sendromu dediğimiz vakaların bir ömür sürmesi büyük yaralar oluşturuyor. Bazen de geri dönülmez.
Romanda kahramanımız mahalle komşusu İlknur ile evlenecekleri zaman nişan atıp uzaklara gitmesi, uzun süre mahalleden, ailesinden uzak yaşaması ta ki kanser teşhisi konup geri dönüşüne kadar yaşadıklarını ele alınır. Hastalığının yüzünden yeniden ailesinin yanına dönüşü sırasında gitmek ve kalmak arasındaki ikilemlerine şahit oluyoruz. İlknur uzun süre onun hafızasından hala çıkmamıştır. Onu bıraktığı için üzgündür. Hastalık ona farklı bir anlam yüklemiştir. Görev olarak İlknur'la evlenmeyi kabul edişi kendi varoluşuna haksızlık olarak nitelemişti. Tüm bu kendi gerçeğini yaratma sürecinde taşıdığı sırlar onun ayağında pranga olmuştur.
Sır taşımak öyle ağır ki anlatılamayan sırlar kişinin vücudunda dışa vurur. Her şeyin sorumluluğunu almak insanı kendi gerçeğinden uzaklaştırır. Hiç kimse başkasının gerçeğinden sorumlu değildir ve bu yüzden kendinden vazgeçmesini gerektirmez. Roman kahramanımızda kendi olma ve çevrenin ona biçtiği rol arasında kalmasının yarattığı buhranla savaşırken okuyucuya hayatın ip uçlarını da veriyor.
HAYAL MEYAL' den seçkiler;
" Anlamak acıtıcı bir şeydir. Anladığınız anda geri dönemezsiniz hiçbir şeyden"
*
"İnsanın söylemek istediklerini söyleyebilmesi nasıl da büyük bir nimetmiş "
*
" Terk ettiğiniz bir yere geri dönmek olanaksızdır. Dönmeyi başarabilseniz de, oranın aslında bıraktığınız yer olmadığını fark edersiniz. Ne geri döndüğünüz yer o eski yer, ne de geri dönen sizsinizdir."
*
"İnsan bir kez gidebilmeyi başardığında söylediklerini de başarabilme gücüne erişmiş demektir."
*
"Umut her zaman vardır."
*
" İnsanın vücudunu, ruhunu zayıf düşüren en çok kendi yalanlarıdır."
*
"Vakit nefestir... Vakit varlığın nefesidir. Zamanın eceli geldiğinde var olan her şeyin de eceli gelir."
*
"Gerçeklik ne kadar yalın bir yüzle karşımızda haykırırsa haykırsın, biz yine de kendi beklentilerimizin içten içe fısıldadığı yalanlara kulak kesiliyoruz."
*
"İnsanlar endişe duymuyorlar. İnsanlar yakınlarında gerçekleşen acıları duymaktan ve anlatmaktan gizli bir zevk duyuyorlar. Birilerini gizlice gözetlemek gibi..."
*
"Kadınların sessizliği korkunçtur."
*
"Annelerin kendi elleriyle çocuklarının sevdiği yemekleri yapması gibi bir hediyeden, bir hoşgeldinden daha güzel ne hayal edilebilir? Bana kalırsa da hiçbir şey bunun yerini tutamaz."
*
"Bazen öyle sanıyor ki insan, eskisi gibi olabilir her şey... Olmaz halbuki olmaz. Tüketip de geçtiğimiz onca şey eskisi gibi olamaz. Ben sadece denemek istedim. Farkındayım olmayacağının. Ben hala gözlerini bıraktığın yerde arıyorum"
Kaynak Kitap:
Hayal Meyal / Tarık Tufan /Profil Kitap Yayınları
İlgili Yayınlar:
Yorumlar
Yorum Gönder
Sanat İlhamlı Kalın!