Ressam Şebnem Soydan ile Söyleşi


Merhaba Şebnem Hanım öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?

Şebnem Soydan: 1977 Tefenni Burdur doğumluyum. Gazi Üniversitesi Resim-Heykel mezunum. 2000 yılında Afyon’da öğretmen olarak göreve başladım. Daha sonra eş durumundan Denizli'ye geldim. Resim yapmayı hiç bırakmadım.

Heykel bölümü mezunuyum ama heykele ilgili alan bir türlü oluşturamadım. Bende var olan çalışmalarımı farklı şekilde dökmeye karar verdim. Sulu boya, pastel boya kalemleri, kağıda daha çok yoğunlaştım. Boyaları daha fazla kullanmaya çaba gösterdim. Öyle öyle resimlerimi oluşturdum.



İlk kişisel Serginiz Metamorfoz, nasıl başladı ve neler etkili oldu?

Şebnem Soydan: Okuduklarım, seyrettiklerim, açıkçası bilim kurgu çok severim. Fantastik filmleri çok seviyorum. Hatta imkanım olsaydı animasyon okumak isterdim. Zaman değişik şekillerde kendini gösteriyor, getiriyor farklı şeyler ortaya çıkartıyor. Bende dedim ki bunu böyle kişisel sergiyle değerlendireyim.

1,5 yıl kadar atölye geçmişim oldu. Daha sonra atölye arkadaşıma devredip kendim resimlerimi yapmaya devam ettim. Bu kişisel sergisinden sonra kendime başka bir şekilde yön çizeceğimi düşünüyorum.


Metamorfoz Serginizin içeriğine baktığımızda neler bekliyor bizi ?

Şebnem Soydan: Birçok konu var. İlk başta 96’dan bir resim ve 2020’den de var. Kronolojik sıraya koymak istemedim resimlerimi. Çünkü çok fazla etkisinin olacağını da düşünmüyorum.

Herkes neyi görmeye çalışıyorsa burada onu görsün. Bir resme bakarken çok karanlık var acaba içinizde ne saklı diyen de var. Siz çok mu karamsarsınız diyende... Yaparken ne dinliyorsun nasıl ruh halin var diye soranlarda var...

İnsanların benim yaparken ki görüşüm değil onlarda uyandırdıklarını çok merak ediyorum.

İlk resimlerimle ilgili Afyon’da açtığım sergide farklı şeyler vardı. Birçok kişi dedi ki senin görüntünün içinde başka şeyler var. Nesin sen? Demişlerdi. Yorumlar çok ilginç gelmişti. Şimdi biraz daha farklısı ama yine aynı.

Aslında çok keyifle yapıyorum resimlerimi. Çok güzel müzikler dinliyorum. Klasik müzik, Rock’da dinlerim. Dinlediklerim, okuduklarım hepsi serginin oluşmasını sağladı.

Bundan sonrakiler de yine birçok şeye vesile olacak. Bu süreçte tanıdığım insanlar, onların söylemleri, onların dostlukları besledi. Tek başına olmuyorsun. Çokta olmana gerek yok. Belli kısım yetiyor insana. Bu iki yıl onu da öğrenmiş oldum. Bunlar da biraz etkili diyebilirim.

Okuduklarım da etkili dediniz...Ne tarz kitaplar okuyorsunuz?

Şebnem Soydan: Bilim Kurgu, Fantastik, Dune, George Orwell, Afif Pirinççi, Mitoloji ve Kişisel Gelişim kitapları. Okurken evet! Ben buyum, dedirten kitaplar.

İlham kaynaklarınız neler?

Şebnem Soydan: Bazen yaşadığım bir olay onun verdiği hisler, yaşamımda iz bırakan insanların bana kattığı duygular bazen de dinlediğim bir şarkı beni alıp götürür o resme. Kafamda bitmiştir resim.

Anlık gelen bir duygu tebessüme, ağlamaya neden olur. İşte o anda da kalem kendiliğinden hareket ediyor. Ben ne kadar resmi kafamda oluştursam da o anki duygularımla gelen İlhamı görmezden gelemiyorum.

Çalışmalarınızda sizin için önemli bir etkiye sahip bir tablonuz var mı?

Şebnem Soydan: Bende hepsinin ayrı yeri var diyeceğim. Çok klişe bir cevap olacak ama gerçekten öyle. Hepsi ayrı bir duygu.



Bu resimde üç figür de ayrı bir duyguyu anlatmakta. Hayatın akışına ki bize yabancı gelen duyguları, kabul edememek, İnkar etmek, ben o değilim gibi... Bazen seyreden ne görüyor acaba gibi...




Bakarken tek bir şey görmüyoruz. Bakışlar hep çoğul. Bazende durumlara hafif bir tebessümle bakarız.

Eserlerinizde sürreal bir etki var diyebilir miyiz?

Şebnem Soydan: Ben hissedilen duyguları, düşünceleri, yaşanılanlar bir rüya ortamı gibi düşsel bir gerçeklikle anlatmaya çalıştım.


Sanat sizce nedir?

Şebnem Soydan: SANAT... Duyguların anlatım şeklidir aslında. Ben bunu kağıtlara, boyalarla, çamurla yazarak yapabiliyorum. Bazen duygum başkasına da dokunabilir. Onun hislerine tercüman olabiliyorsam. İşte o vakit kendimi mükemmel hissediyorum.

Sanatı hissetmen gerek o boyaya çamura dokunduğunda bir haz duygusunu alman gerek. Benim için nefes gibi. Onu içime çektiğimde tüm hücrelerim tekrar yenileniyor. Bir anlatım şekli.


Yeni projeleriniz var mı? Son olarak okuyucularımıza neler söylemek istersiniz?

Şebnem Soydan: Aynı zamanda bir eğitimci olarak her zaman kendimi yenilemeye devam edeceğim. Aralık ayında;

"BİR GRUP İNSAN DENİZLİ" 

İstanbul Maltepe Türkan Saylan Kültür Merkezin de « 2023’e Doğru » sergisinde birçok Sanatçının katılacağı bir sergide bulunacağım.



Atölye de çalışmalarıma devam ediyorum. Düşündüğüm birçok proje var. Bunlar için zaman ve çalışma ortamı hazırlamaya çalışıyorum. Kızım ve eşim yani ailem tüm projelerimde bana destek oluyorlar.

 Okuyucularımıza Sanat iyileştirir. Hislerimiz baskılanmamalı, onların en kolay anlatım Yolu, SANAT. Dönüşüm içinizde bırakın o sizi bulsun.

Şebnem Hanım ilhamınız bol olsun, çok teşekkür ediyorum sohbet için. 

Şimdiden İstanbul'daki izleyiciler not alsın; Kasım 2022 de Türkan Saylan Kültür Merkezin de Şebnem Soydan’ın da eserlerini yakından görebilecekler.


Şebnem Soydan ile Atölyesinde 



Şebnem Soydan Instagram @seboart_galeri


Not: Fotoğraf çekimleri için Tuğba İmançlı 'ya teşekkür ediyorum. 

İlgili yayınlar:

Yorumlar

ÖNE ÇIKANLAR

III- Kitap Sayfalarından Beyaz Perdeye

Genç Ressam Süleyman Erdoğan ile Söyleşi

SANATTA YARATICILIK

İSTANBUL' DA ŞİFA BULMAK

Dönüşüm Etkisi

Doğukan Çiğdem ile Söyleşi

Şehrin Dokusu: Heykeller

Picasso'ya Dair

Sanatçı Bahar Bilici Öztürk ile Söyleşi

SARI IŞIĞIN İZİNDE