Sanat İlhamlı

   İstanbul Üniversitesi / Cerrahpaşa Bilimler MYO - Seramik ve Cam Tasarımı Bölümü öğrenci ve öğretim görevlilerinin, 7. Uluslararası Denizli Cam Bienali Karma Cam Sergisi ne katıldığı eserler; Dr. Öğr.Görevlisi Süreyya Oskay  Hatice Kara Yurdanur Ulu Zeynep Özçelik Şenay Taşdelen Mahmutçeboğlu Sabahat Nağme Başaran Ayşegül Konakçı Çiğdem Kayaş Ozan Aysun Gürsan Sanat İlhamlı ⛬

    Eserleriyle  adeta doğayı baştan şekillendiren bir Antropolog titizliği ile yorumlayan Sanatçı Emin Mete Erdoğan tarzıyla fark yaratan sanatçılardan.      1982 İstanbul doğumlu sanatçı, Marmara Üniversitesi / Güzel Sanatlar Fakültesi - Resim Bölümü mezunu (2010). İlk sergisini 2013 yılında( İstanbul) gerçekleştirmiştir. Eserleri İstanbul, Bodrum, Maimi, Dubai, Singapur gibi birçok farklı ülke ve şehirlerdeki projelerde sergilenmekte.       Tuvallerinde rölyef tekniği kullanmaktadır. Yer yer de heykel yerleştirmeleride hazırlamakta. Figürler vahşi doğadaki hayvanlar ve insanlar oluşturmaktadır.  Emin Mete Erdoğan, Anna Laudel Galleri Emin Mete Erdoğan, Anna Laudel Galeri  "Sen kendi görüşünü tedavi et. Yoksa bütün alem odur; yeter ki görecek göz olsun."  Rumi Sanat İlhamlı ⛬

    Motorlu araçların olmadığı dönemlerde hayvanları binek olarak kullanan insanlar, bu hayvanların ayaklarını korumak amaçlı Nal takmaya başlar. Atı evcilleştiren ilk toplum Türklerde bu Nal takma işlemi Nalbant denilen ustalar tarafından yapılırdı. Zamanla bir meslek hatta önemli bir zanaat olarak görülürdü.     Günümüz de at ve eşek gibi hayvanlar hala kullanılsa bile hayvanları korumak amaçlı daha az tercih edilmektedir. Buyüzden Nalbantcılıkta unutulmaya başlanan el sanatlarından biri haline geldi. Yapan ustalar varsa da hala çok azdır. Ayrıca Nal birçok kültürde şans ve zengin ile ilişkilendirilmektedir. Evlerin duvarlarında Nal objeler görülmesi bundandır.        Sizlerin günümüzde bildiği Nalbant ustaları var mı? Varsa Yorumlarda bekliyorum!  Görsel: Bursa Kent Müzesi Sanat İlhamlı ⛬

    İpek böceğinin kelebeğe dönüşmek için kendini dönüştürdüğü kozalaklardan elde edilen iplikler tarih boyunca en değerli ip ve kumaşlar arasında yerini almıştır. Tarığın ise Çinlilere dayanır. Kozandan ipek yapmak hereksin bildiği bir şey değildi. Bu zanaat Çinlilerce çok gizli tutuluyordu. Ancak Milattan Önce 5. yüzyılda toplumlar arasında ipek kumaşların takas yoluyla ticaretine başlandı.       İpek çok değerli bir kumaş haline gelince bir "İpek Yolu" ticareti oluştu. Bu yol Çin'in Şian kentinden başlayıp; Lolang, Lanço, Anşi, Tufan, Aksu, Hotan, Hokand, Semerkant, Kaşgar, Yarkent, Taşkent, Buhara, Bağdat, Antakya, Bursa, İstanbul, Kırım ve Avrupa 'ya uzanan çok uzun bir ticaret yoludur.       İpek Böceği tırtıl şeklinde iken sabit bir ısıda bolca dut yaprağı yedirilir. İyice şişip belli bir doygunluğa ulaşan ipek böceği kendi kozasını örmeye başlar. Koza tamamlanınca kelebek olup kozayı yırtmadan kaynar suda bektilip kozların böcekten ayrışıp düzgün bir şekilde

     VII. Uluslararası Denizli Cam Bienali (2023) kapsamında Amerikalı Cam Sanatçısı Wesley Fleming ile Müzisyen eşi Rebecca Hartka "Çello İlhamlı Cam Gösterisi" ile sanat severlere dört gün boyunca keyifli anlar yaşattılar. Sanatın sanata ilham verdiği bu keyifli anlar için sanatçılara çok teşekkür ediyoruz.  Wesley Fleming (Cam Sanatçısı)  Rebecca Hartka (Müzisyen)  Çello İlhamlı Cam Gösterisi - I Çello İlhamlı Cam Gösterisi - II Sanat İlhamlı ⛬

    " Yaradan bakmış şeytan nerede çoğalıyor oraya bir zeytin ağacı dikmiş. Bu toprakları, denizi, diğer tüm canlıları zeytinin yağıyla meshetmiş, niye? Bu şeytanların elleri kaysın da şu güzellikleri tutamasınlar diye, sonra da inciri vermiş başlarına yıkmış sök bakalım sökebilirsen, incir kökünde boğulacak bak bu topraklar göreceksin. Ya asma, şu karşı tepelerde gözü alaca kılan, tuzun rüzgarın, eğimli tepelerin sevgilisini niye dolamış dersin bu topraklara? Merhametinden; hazzı da tatsınlar istemiş, çiçek gibi hissetmek nasılmış bilsinler de kötülükten el çeksinler diye"        Yazar Deniz Gezgin'in Ahraz romanından beni en çok etkileyen pasajla başlamak istedim. Dokunaklı ve dingin bir roman; adile annesiz, babasız hayatta kalmaya çalışırken İsrafil'e hamile kalır. Tek başına büyüttüğü oğlu ile çöp kağıtları toplayarak geçimlerini sağlamaktadır. Bebekken ateşlenen oğluna deniz kıyısında yaşadıkları kasabada kimse yardım eli uzatmaz. Bir gün İsrafil'in seslere

    İstanbul Fatih'te bulunan Damat İbrahim Paşa Camisi, Doğu Türkistan Vakfı tarafından bir sergiye ev sahibiliği yapıyor. Sanat sergisi değil bir kültürün nasıl yok edilmeye çalışıldığının belge ve tanıklarını anlatıyor. Bu sessiz çığlığa bir yankı bulmak için paylaşıyorum.       Çin Devleti tarafından 1,5 milyondan fazla Uygur, Kazak, Kırgız ve Türk etnik grupları gözaltına almıştır. Gerekçeleri ise başörtü, sakal, çok çocuklu olma, okullarda Uygurca konuşma vs. gibi nedenlerle psikolojik ve fiziksel taciz, tecavüz, zorla doğum kontrolleri, kürtaja zorlanma, kadınların kısırlaştırılması çeşitli fiziksel işkenceler Çinlilerin baş vurduğu yöntemler. Bunlar belgeleri ile kanıtlı ve tüm dünyanın gözü önünde işlenmekte. Toplu gözaltılar için;    "Toplanması gereken herkesi toplayın! "  emri yeterli gören bir devlet politikası söz konusu.      Özellikle Çin hükümeti Doğu Türkistan yani Çin tarafından işgal edilip 19.eyalet olarak belirlenen, Sincan Uygur Özerk Bölgesi (SUÖB)

 ⸙⸙⸙⸙ ❛  Isıtın ey yarenler aşk Bir güneşe benzer  Aşkı olmayan kişi misali taşa benzer Taş gönülce ne biter dilinde ağu tüter  Nice yumşak söylese Sözü savaşa benzer  Aşkı var gönlü yanar yumşanır muma döner Taş gönüller kararmış Sarp katı kışa benzer ❟ ⸙⸙⸙⸙ ❛ Doğan kişi bir yola düşmüştür,  Yürür de yürür; gider de gider.  Bu gidiş ya iyiliğe, hayra ulaşır ya kötülüğe, şerre.  " Bir an düşünmek, Her adımda düşünmek, kendini sorguya varmak, her an iyiye güzele, iyiliğe - güzelliğe yol almak gerekir. Gerçek yolculuk bu" ❟ ⸙⸙⸙⸙   ❛ Gezip görmek, ibret almak. Aşkın ilacını bile eski tıp ya gezmek demiş, ya yeni bir sevgiliye gönül vermek. Tasavvufta sevgili bir; gezmek de gurbeti tatmak, sıkıntıya göğüs germek bakımından bir terbiye vasıtası, manevi yolculuğa katılan maddi bir yolculuk; yolunu yaymak, inancını sunmak bakımından da bir hizmet ❟ ⸙⸙⸙⸙ Kaynak Kitap: * Yunus Emre Hayatı ve Bütün Şiirleri / Abdülbaki Gölpınarlı  Sanat İlhamlı ⛬

    “ Karanlıktan sakınmak niye Gece elmas damlalarıyla doludur Geceden geriye kalansa Sarhoş eden yasemin kokusudur”⚘ Furuğ Ferruhzad    Bilimsel adı Jasminum  olan Yasemin çiçekleri hoş kokusu ile en etkileyici çiçeklerdendir. Sarmaşık bir büyüme şekli var. Buyüzden bahçe ve binalarda harika görseller oluşturur. Adeta  etrafını kokusuyla sardığı gibi dallarıyla da sarıp sarmalar. Genelde beyez çiçeklidir. Sarı ve pembe renkte olanlarıda mevcuttur.      Hindistanlı Müslümanlar Allah'ı Yasemin çiçeği ile singelemişlerdir. Pakistan'ın ise Ulusal çiçeğidir. Yunan Mitolojisinde Tanrıça Afrodit,  Roma Mitolojisinde de Tanrıça Venüs ile ilişkilendirilir. Ressamlar  tarafından da Yasemin tuvallerinde sıkça  kullanmıştır.  Yasemin (illüstrasyon) - John Nugent Fitch, 1880 Erik, İncir ve İki Yaseminli Meyve Tabağı - Anonim - 16.yy veya 18.yy. Yasemin - Dmitry Nalbandyan, 1985 Krizantemler ve Kış Yasemini - Wang Liuqiu, 2003 Sanat İlhamlı ⛬

  "Sen kendi habercinsin ve inşa ettiğin kuleler, dev benliğini temelleri yalnızca. İşte o benlik de bir temel olacak"    ⭑  ⭑   ⭑ ⭑  ⭑  ⭑  ⭑   " Sen sis içinde gezinen bir tutku iken ben de orda gezinen bir tutkuydum. Birbirimizi aradık ve hevesimizden rüyalar doğdu. O rüyalar ki sonsuz zamandı ve ölçümü imkansız bir mekandı"  ⭑ ⭑ ⭑ ⭑ ⭑ ⭑ ⭑ " Alacakaranlık gelecek, belki de uyanacağız başka bir dünyanın güneşine. Fakat aşk kalacak, izi silinmeyecek dokunduklarından"   ⭑ ⭑ ⭑ ⭑ ⭑ ⭑ ⭑ "İnan ve inançlı ol, çünkü huzuru yalnızca en derin irfanımız olan inançta bulabilirsin"    ⭑ ⭑ ⭑ ⭑ ⭑ ⭑ ⭑   "Aşk her zaman kazanır"    ⭑ ⭑ ⭑ ⭑ ⭑ ⭑ ⭑ "Kimin kalbinde yankılanacak  bizim sesimiz, insan kalbi tozla toprakla sağırlaşırsa eğer?"     Kaynak Kitap: *Yeryüzü Tanrıları / Halil Cibran Sanat İlhamlı ⛬

"Gerçeğin karşısında hiçbir şey duramaz"     Yazar: Emile Zola      Marc, Fransa 'da yaşayan idealist bir öğretmendir. Yaşadıkları yerde işlenen bir cinayet sonrası gerçeklerin peşine düşer. İnsanların kilisenin doğmalarını nasıl üzerlerine geçirmiş olduğunu sorgulamaya başlar. "Zenginlik ancak bilgiyle mümkündür"     Cinayette herkes kendi çıkarı doğrultusunda, adaletten uzak hareket etmektedir. Marc adaletin tarafsız bir akılla ve iyi bir eğitim ile gerçekleşeceğine inanmaktadır.  "Uygar bir hayatın gereklerinden habersiz, kendi mutluluklarını başkalarının mutluluğuna bağlı olduğunu düşünemiyorlar ve bugün mutlu değillerse, nedeni buydu"       Marc laik bir görüşe sahiptir. Eşinin ailesi ile ayrı görüşlerde olmasına rağmen eşinden vazgeçmez. Uzun yıllar toplumun vicdanını canlandırmaya çalışır. Ve onca uzun yıla rağmen hapis yatan Simon'un suçsuzluğu anlaşılır. Ailesi ile inançları farklı diye onu terk eden karısı Marc'a geri döner. Ve artık