Sanatçı Ezgi Demir ile Söyleşi


Merhaba Ezgi Hanım bize kendinizden bahseder misiniz?

 Ezgi Demir: Merhaba, Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümü mezunuyum, tez aşamasında Neuropazarlama mastırım bulunuyor. UCLA sertifikalı Mindfulness kolaylaştırıcısıyım ve aynı zamanda da sanat destekli terapi atölyeleri ile ilgili danışmanlık geçmişim bulunuyor. İki senedir Londra’da yaşıyorum. Londra'ya uluslararası şirketimdeki pozisyonuma transfer oldum.  

40 senedir sanatı da asla bırakmadım. Aktif olarak dışavurumcu ve neo duygusal sanatla ilgileniyorum. Yazım ve resim alanları ile bunu ifade ediyorum ve yeni bir akım üzerine çalışıyorum. Londra ve İstanbul’da atölyelerim bulunuyor. Her zaman beklerim 😊

  

      Ressamlığınızın yanında aynı zamanda Yazarsınız  eserlerinizin ilham kaynakları neler?

Ezgi Demir: İlham kaynağım her zaman duygular ve yaşamın kendisi. Bireysel duygulanım, ifade edemediklerimiz, bilinçdışındaki ruhsal yolculuğumuz ve birçok başka ruha dokunan deneyimler ilham kaynağım. Yaratım, ifadeler, hayallerimiz, gerçeklik kısacası yasama dokunan her şey benim ilham kaynağım. Buna hayattaki sürprizler ve büyülendiğimiz anlar dahil.


Ezgi Demir ve Sonsuzluktakiler 


Sanat sizin yorumunuzla nedir?

Ezgi Demir: Lao Tzu’nun Wu Wei konseptiyle yaşamın doğal akışıyla uyum ve çabasız eylem anlayışıyla derin bir bağ kuruyorum. Tıpkı Lao Tzu' nun öğretilerinde olduğu gibi sanatım da duygusal ifade ve yaratım surecinde de bir denge anlayışını yansıtıyor.

Duygularıma deneyimlerime ve çevreme kendiliğinden rehberlik etme izni vererek eserlerim bir tur Wu Wei yansıması haline geliyor. Zorlamadan baskı kurmadan doğal akışın içinde şekillenen bir yaratıcılık. Bu yaklaşıma hem spontane olanın güzelliğine duyulan bir saygıyı vurguluyor. Anlam ve estetik varoluşun doğal ritmiyle uyum içinde kendiliğinden ortaya çıkıyor. Bu acıdan sanatım sadece iç dünyamı ifade etmekle kalmıyor aynı zamanda izleyicilerimi de bir uyum ve derin düşünce durumuna davet ediyor. Tıpkı Tao Te Ching in okuyucularını yaşamın akışını kabule yönlendirmesi gibi.


Antik Filozoflardan öğreneceğimiz çok şey var. Lao Tzu öğretileri gerçekten ilham vericidir. Peki! bu zamana kadar katıldığınız sizde yeri ayrı olan sergi, fuar veya sanat etkinliği var mı?

Ezgi Demir: 2017 yılında Palermo'da davet edildiğim bienal benim için unutulmaz. Orada hem bir sanat dergisin de yer alma şansım oldu hem de Salvador Dali' nin oğluyla tanışma şansım oldu. Kendisinin benim bir resmim ile ilgili kürasyon yapması ve dergideki metni ise benim için hem büyük sürpriz hem de unutulmaz bir andı. O dönem bana sanat mentörlüğü yapan hocam Ayşin Işeri' ye de derin sevgilerimi sunuyorum tekrar.

Bir diğer an da 2015 yılında ki New York  Art Expo çünkü oraya katılma hikayem de tam bir serendipity* (beklenmedik şeyler bulma şansı - keşif ) O dönem kendi ihtiyacımdan doğan eserlerimle Gaziantep de ürettirdiğim halı koleksiyonumun sergilenmesi yine hayatımda unutulmazlardan.

En son unutulmaz olan da geçtiğimiz sene, Pure London Londra'daki moda etkinliğinde eserimin 500 ayrı renk iple dokunarak islendiği kaftanımın defile özel ürünü olarak seçilmesi oldu.

Akışla gelen beklenmeyen hayatın ödüllendirmelerine bayılıyorum.


Çok güzel deneyimler yaşamışsınız. Sanatı daha da görünür kılmak çok önemli diye düşünüyorum. Bu konudaki deneyimleriniz çok kıymetli... Bugüne kadar hangi galeriler ile çalıştınız?

Ezgi Demir: Herhangi bir galeriyle bağım bulunmuyor ancak daha önce ISD Art Galeri bünyesinde heykel sergilemiştim ve Palermo Sanat Bienaline davet edildim.


Tablolarınız kıyafet tasarımlarında yer alması nasıl gelişti ve bir sanatçı için nasıl bir duygu?

Ezgi Demir: Her ne kadar sanat koleksiyonlarıma siyah beyaz tonlarla başlasam da sonradan rengarenk bir dalgaya dönüşen resimlerim ve çizgilerimin desene uyumu her zaman acaba eserimi kanvas yerine bir kumaşın üzerinde görsem nasıl olurdu merakını doğurdu. Ve bu deneysel, multidisipliner projeyi gerçekleştirdim. Amacım kesinlikle bir ticari eşya haline getirmek değil; yeni bir sanat eseri doğurmaktı. Bu nedenle sinirli sayıda ipek fular ve kaftan ürettim.

Bir sanatçı için nasıl bir duygu sorusuna gelecek olursam:  Açıkçası beni her zaman en fazla heyecanlandıran mesele yaratım sürecinin kendisi oluyor. Sonuç elbette çok tatmin edici ancak sanatta süreç her zaman harika bir izlenim kişinin kendisi için…

Çocukken hepimizde bulunan yaratıcılığın, başka şekilde dışavurumu ve ete kemiğe bürünmesi gibi …

İş hayatımda da aynı bakış açısını benimsiyorum. Yaratıcılık, hayatın her alanına dahil edebileceğimiz bir olgu. Her şeyi zenginleştirebilecek güce sahip.


Sanatçı Ezgi Demir 


Sanat Terapisi hizmeti de veriyorsunuz. Sanat Terapisi nedir? Kişiler buna ihtiyaç duyduğunu nasıl anlar?

Ezgi Demir: Tam olarak bu hizmeti veriyorum demek doğru olmaz çünkü bir terapist değilim sadece sanat aracılığıyla yaratım sürecinin açığa çıkması konusunda kolaylaştırıcıyım (practitioner) diyebilirim . Kişiler genellikle yaşadıkları duygusal, zihinsel ya da fiziksel zorluklarla başa çıkma yöntemlerini ararken ortaya çıkan yaratımsal  bir oluşuma ihtiyaç duymaları. Süreçte duygularını ve düşüncelerini keşfetmeleri ve ifade etmeleri yeterli, benim de bütün meselem duygu ve düşünceler ile … Zor duygularla basa çıkmak için sanat terapisi de kişiyi kolaylaştırıcı bir yolculuğa çıkarır.


Sanatın iyileştirici gücüne inananlardanım. Dolu dolu bir sanat atmosferi içinde bulunmuşsunuz. Bu çok etkileyici... Hem İngiltere hem Türkiye de yaşayan biri olarak sanat alanında ne gibi farklar var. Nasıl bir tablo görürüz?

Ezgi Demir: İngiltere ve Türkiye'deki sanat anlayışı, üretim tarzı, sunum biçimi ve toplumdaki yeri açısından belirgin farklar taşıyor. Bu farklar kültürel, tarihi, ekonomik ve toplumsal dinamiklerden kaynaklanıyor diye düşünüyorum. Londra’da trendleri, gündemi. Sanattaki çeşitliliği çok daha fazla gözlemleme şansına sahibim. Burası bir sanatçı için yaşaması en güzel şehir.

İngiltere’de Sanat, toplumun her kesimine hitap eden bir "kamusal değer" olarak görülüyor. Her yer, her şey sanatsal bir bakış açısına sahip. Edebiyat, felsefe, görsel sanatlar, işitsel sanatlar hepsi… Devlet, sanat kurumlarını destekler ve sergi, tiyatro, konser gibi etkinliklere katılımı da çok yaygın. Sanat, kesinlikle burada bireysel yaratıcılığı teşvik ediyor ve toplumsal diyalogun bir aracı olarak kullanılıyor.

Türkiye’de ise Sanat, daha çok "seçkin bir çevrenin ilgi alanı" olarak algılanıyor gibi… Sanat etkinlikleri genellikle büyükşehirlerde (İstanbul, Ankara, İzmir) yoğunlaşmış durumda ve benzer kitleler dahil ediliyor. Toplumun geneline yayılan bir sanat bilinci oluşturulmaya çalışılsa da, erişilebilirlik ve destek konusunda şuan sosyoekonomik ve vizyonesal sınırlar var. 

Türkiye’de Sanat eğitimi çoğu zaman geri planda ve akademik başarıya öncelik veriliyor. Güzel sanatlar liseleri ve üniversitelerdeki ilgili bölümler, toplum nezdinde genellikle "garanti meslek" kategorisinde görülmüyor. Eğer başarılı bir öğrenciyseniz genelde yönlendirilen alanlar mühendislik veya işletme vb. bölümleri oluyor. Sanatçılar inisiyatif alarak projelendirmeye çabalıyorlar, umarım gençlerimizin daha da büyüyen ilgisiyle bu konu hızlıca gelişim gösterir. Çünkü Türkiye’de sansür ve yaratımı sınırlayıcılığı da bence çokça tartışılması gereken bir konu.

İngiltere’de Sanat eğitimi ilkokuldan itibaren önemseniyor ve Üniversitelerde "Sanat ve Tasarım" bölümleri oldukça prestijli. Çok kaliteli ve referanslı okullar var. Sanatçılar, devlet fonları, burslar ve özel kurumların desteğiyle finansal olarak destekleniyor. Ve en önemlisi de Sanatçı olmak "saygın bir meslek" olarak kabul ediliyor. Londra, dünya çapında ünlü müzelere (British Museum, Tate Modern) ve galerilere sahip. Çoğu müze ve galeri ücretsiz. Tiyatro, müzikal ve görsel sanatlar için de büyük bütçeler ayrılıyor. Kamusal alanda da sokak sanatı (street art), grafiti ve performans sanatı yaygın. Banksy gibi sanatçılar, toplumsal mesaj vermede etkili. Parklar, meydanlar ve duvarlar sanatsal ifade alanı olarak değerlendirilir ve bu da sanatın içinde yaşamak gibi bir şey. Sanat ayrı değil- yasamla iç içe!


Sanatçı Ezgi Demir 


Bu yorumlarınız çok kıymetli. Genel olarak sanat Türkiye'de tek bir alanda ve dar. Eğitimimizde de bu kültür genele yayılmadığı için Sanat İzleyicisi de meraklı değil.  O merakı canlandırmak için elimden geleni siz değerli sanatçıların desteği ile sürdürmeye çalışıyorum.

Ezgi Hanım yakın zamanda paylaşmak istediğiniz yeni projeleriniz var mı?

Ezgi Demir: Şu an yeni bir duygu sergisi koleksiyonuna çalışıyorum. İfade sanatıyla da zenginleştirerek… Aynı zamanda da şirketimle de iç içe yaratıcı liderlik konusunda da atölye çalışması projelerim var.


Konuğumuz olduğunuz ve bu keyifli sohbet için çok teşekkür ederiz. Son olarak Sanat İlhamlı okuyucularına neler söylemek istersiniz?

Ezgi Demir: Sanat İlhamlı okuyucularına mesajım şu olur:

Sanat, bir aynadır; hem kendimize hem de dünyaya dair farkındalığımızı artırır. Her fırça darbesinde, her notada, her heykelin dokusunda bir hikâye gizlidir. Bazen duygularımıza tercüman olur, bazen de hiç bilmediğimiz sorular sordurur. Ama en önemlisi, bizi ‘insan’ yapan derinlikleri keşfetmemize olanak tanır.

Bu yüzden, sanatla temasınızı asla kaybetmeyin. İster bir sergiyi gezin, ister bir film izleyin, ister bir müzik parçasını dinleyin, ama mutlaka sanata dokunun. Çünkü sanat, sadece izleyici değil, aynı zamanda ‘dönüştürücü’ dür.

Unutmayın, her insanın içinde keşfedilmeyi bekleyen bir sanatçı yatar. Belki de en ilham verici eser, henüz sizin tarafınızdan yapılmamış olandır. İlhamı aramayı bırakın, çünkü ilham her yerdedir – bir sokak grafitisin de, bir çocuğun çiziminde, hatta sessiz bir anın içinde bile.

Yaratıcı olun, merak edin ve ifade etmekten çekinmeyin. Çünkü dünya, sizin hikâyenizi duymayı bekliyor.


Sanatçı Ezgi Demir 

Web:

www.artcloset.co.uk

YouTube:

youtube.com

Ezgi Demir Instagram:

@brandart

@soulispainting

@sonsuzluktakiler

Kitap için ☟

www.amazon.com.tr/Sonsuzluktakiler-Ezgi-Demir


Sanat ilhamlı ⛬

Yorumlar

Yorum Gönder

Sanat İlhamlı Kalın!

ÖNE ÇIKANLAR

III- Kitap Sayfalarından Beyaz Perdeye

Genç Ressam Süleyman Erdoğan ile Söyleşi

SANATTA YARATICILIK

İSTANBUL' DA ŞİFA BULMAK

Dönüşüm Etkisi

Doğukan Çiğdem ile Söyleşi

Şehrin Dokusu: Heykeller

Sanatçı Bahar Bilici Öztürk ile Söyleşi

Picasso'ya Dair

SARI IŞIĞIN İZİNDE