Akgün Akova

" gerçeğin doğup büyüdüğü ve düşlerle saklambaç oynadığı yerlerde yazılmıştır" 

.... diye başlar Akgün Akova "Elimi Tut Yeter" kitabıyla. Deneme tarzında yazdığı kitap beş yaşındaki oğlundan ilhamla yazılmış. Küçük çocuklarla vakit geçirenler bilir, özellikle okul öncesindekiler sınırsız ve ilginç sorularla büyükleri meşgul ederler. Bu sorulardan yola çıkan Akgün Akova elbet şiir ve edebiyat ile yoğurarak bizlere güzel hatırlatmalar yapar. Bir babanın oğluna arkasından bırakacağı güzel bir hediye. Bende henüz o zamanlar 2 yaşındaki oğlum için aldığımda kitabı ne kadar önemli bir görev olduğunu daha da idrak ettim. O görev çocukların bu merak ve hayal güçlerini ciddiye almak. 

     Dünyadaki sistemler içimizdeki ve dışımızdaki çocuklara nasıl davranacağımızı unutturuyor. Kitabı oğlum için imzalattığımda 6.Uluslararası Denizli Cam Bienali "Elime Ne Geçerse Oyuncak Yaparım - Akgün Akova Konferansı" nda idik (Ekim 2021).

Akgün Akova, 6.Uluslararası Denizli Cam Bienali 


     Konferanslarıda kitap ve şiir gibi kokar. Bolca sanat ve ilham vardır. İlhamı Kolombiyalı Yazar Gabo olarak bilinen Gabriel Garcia Marquez' a kadar uzanır. 

    Fotoğrafda iki çocuğun eğlenmek için çıktıkları pencere ve o pencerenin çocuklar ve duvardaki çatıya benzeyen malzeme ile kaplı oluşu, mavi beyazın uyumu; 

    İşte "O, an" diyeceğimiz bir kadraj. Bu fotoğraf ünlü yazar Gabriel Garcia Marquez hediye edilmiş. Ve Marquez bu hediyi çok beğenmiş. Bazen öyle anlar olur ki o iki çocuk çok uzaklarda bir yerlerde, çok başka coğrafyalarda ölümsüzleşebilir. Karadenizden, Kolombiya'ya bir ışık...

"Yıllardır oğlumun boynuna dokunamıyorum," dedim, 

"söyle nerede ışığın semti?"

Elini uzattı ve ilk kez konuştu:

"Elimi tut yeter..." *

* « Onat Kutlar, Doğu IV adlı denemesinde, gencecik boyunlara geçirilen yağlı ipleri düşündüğü için, oğlunun boyuna dokunamadığını söyleyen bir anneyi anlatıyor ve soruyordur :

"Söyle nerede ışığın semti?" / Akgün Akova, Elimi Tut Yeter » 





Kaynak Kitap:

Elimi Tut Yeter, Akgün Akova, Karakarga Yayınları

Yorumlar

  1. gencecik boyunlara geçirilen yağlı ipleri düşündüğü için, oğlunun boyuna dokunamadığını söyleyen bir anneyi. İnsana çok dokunuyor burası.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hele bir anne olarak bana daha da dokundu. Ama başka acıları dile getirmekte bir cesaret çünkü insanlar artık daha az duyarlı ve unutkan.

      Sil

Yorum Gönder

Sanat İlhamlı Kalın!

ÖNE ÇIKANLAR

III- Kitap Sayfalarından Beyaz Perdeye

Genç Ressam Süleyman Erdoğan ile Söyleşi

SANATTA YARATICILIK

İSTANBUL' DA ŞİFA BULMAK

Dönüşüm Etkisi

Doğukan Çiğdem ile Söyleşi

Şehrin Dokusu: Heykeller

Picasso'ya Dair

Sanatçı Bahar Bilici Öztürk ile Söyleşi

SARI IŞIĞIN İZİNDE