Öncü Bir Fotoğrafçı: Fahreddin Paşa
Kazlıçeşme Sanat da Küratörlüğünü Ömer Faruk Şerifoğlu'nun yaptığı:
"Öncü Bir Fotoğrafçı Fahreddin Paşa" sergisi Paşanın askerlik başarıları yanında sanatçı kimliğini merkeze alıyor.
"Bir hayalin gerçekleşmesi ülkemizde saysı çok fazla olmasa da kendini bilgi ile donatmaya adamış insanımıza, konunun meraklılarına yepyeni bir dünya açıyor." Engin Özendes
Ömer Fahreddin, 1868 yılında bugünkü Bulgaristan'ın Rusçuk şehrinde dünyaya geldi. İlk fotoğraf makinesini 1885 yılında alır ve İstanbul Beyoğlu'ndaki Febus Fotoğrafhanesi sahibi Bogos Tarkulyan'dan dersler alır. Asıl mesleği Osmanlı imparatorluğunda asker olan Fahreddin Paşa Fotoğraf tutkusunu Cumhuriyet dönemine kadar devam ettirmiştir. Askerliği dolayısıyla çok fazla farklı coğrafyalarda bulunmuş ve İmparatorluğun farklı çehrelerini fotoğraflamıştır.
Genelde "Foto: Fahri" adı ile not düştüğü fotoğraflar Harb Mecmua, Servet-i Fünun dergilerinde yayınlanmıştır. Sergide hem onun çektiği kadrajlar hemde başta I. Dünya savaşı ile göstermiş olduğu Hicaz Cephesindeki askeri başarılarına ve hayatının birçok alanına yer verilmekte.
1891 Erkan-ı Harbiye Mektebi'nin 43.döneminde Erkan-ı Harp Yüzbaşısı rütbesiyle mezun olan Paşa tarihe "Medine Kaplanı" olarak geçer. Kutsal toprakları korumak için gösterdiği mücadelenin yanında bağımsızlık için ödün vermeyen karakteri ile "Son halifelerin son şövalyesi" Abdul Latif Tibawi olarak anılacaktır.
Osmanlı İmparatorluğu her ne kadar cephlerdeki askeri başarıları olsada. Müttefiki Almaya'nın yenilmesi ile yenik devlet durumuna düşerek hazin bir sona sürüklenir. Fahreddin Paşa destek göremediği İstanbul'dan ümüdini kesmese de (İstanbul İngilizlerce işgal edilmiştir), iki yıl yedi ay boyunca Hicazda askerelere yiyecek, barınma gibi tüm ihtiyaçlarını karşılamaları için tüm bilgisini, o bölgenin kalkınmasına adar. Çöl coğrafyasında yemek en büyük sorun iken. Onca askere çekirge yemenin sağlığa faydalarını ve nasıl yenmesi gerektiğini anlatarak, topraklara buğday ekerek üretime geçmiştir. Kısaca yardımı beklemek yerine bulunduğu yerden elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışıp askerin temel ihtiyaçlarını temin etmenin yanında moral veren söylemleri ile Kutsal toprakları ciddi bir başarı ile korumuştur.
Bugün Kutsal Emanetler Topkapı Sarayı'nda yer alıyorsa büyük ölçüde Fahreddin Paşa' nın emekleri sayesindedir. Yoksa I. Dünya Savaşı bitmeden Osmanlı ile değil İngiliz vaatlerine kanarak isyan eden Şerif Hüseyin ve onunla birlikte olanlar bu askeri başarının üstüne yaptıkları ihaneti yani kendi elleri ile İngiliz yönetimine teslim olmaları hazin bir leke olarak tarihte yerini almıştır.
Elbet hiçbir emek boşa gitmez. Maltaya İngizler tarafından sürülen Fahreddin Paşamız Cumhuriyet döneminde Afganistan Büyükelçisi olacaktır. Onun ileri görüşlülüğü ve askeri dehası Cumhuriyeti kuran kadrolarada ilham olmuştur. Onu ve onunla birlikte yer alan tüm asker ve büyüklerimizi sevgi ve saygı ile yad edelim.
Ömer Fahreddin (Paşa) Türkkan, 1948 yılında bir tren yolculuğu sırasında Eskişehir de vefat eder. Kabristanı Aşiyan Aile Mezarlığındadır (İstanbul).
Yorumlar
Yorum Gönder
Sanat İlhamlı Kalın!