ÇEYİZ SANDIĞI



   Toplumun en küçük yapı birimi aile ve bu aile kavramı oluşurken birtakım hazırlıklar yapılır. Her toplumun kendine göre adetleri, alışkanlıkları var. Bunlar zamanla gelecek nesillere aktarılır. Böylece geleneği oluşturur. Buna güzel bir örnek verecek olursak Anadolu’daki çeyiz sandıkları diye biliriz.

  Üretimin evlerde olduğu dönemlerde her genç kadın ürettiği el işlemeli kumaşlarını, dantellerini bir sandıkta biriktirir. Bu sandıklar ahşap oyma ya da sedef kakma işlerle süslenir. Baba evinde emanettir; gitmek için vaktini bekler. Sosyolojik açıdan evliliğin hazırlık temalarıdır aynı zamanda.

  Bu güzel temanın yansımasını Heykeltıraş Ahmet Özparlak’ın 2011 yılında Kömürcüoğlu Uluslararası Taş Heykel Kolonisi  (NK Vakfı-Denizli) için hazırladığı “Çeyiz Sandığı” adlı çalışmasında görebilirsiniz.

    Taş malzemeden oluşturulmuş sandık ön yüzünde Güneş içinde Hilal desenli ve sandık üstünde birkaç yorgan, yastık, döşek gibi yükler bindirilmiş.

    Sandığın kadını simgelediğini düşünüyorum. Üzerindeki yükler ise toplumsal statüleri. Anne, eş, evlat gibi...Kadın hepsini yüklemiş sırtına ama içi hala güneşli hayat dolu ışık saçıyor. Sandığın içinde ise bir Varoluş hikayesi var. Duyguları ile yaptığı el işleri bunun dışavurumu. Belki de sandığın içinde anlatamadığı hayaller, arzular saklı kim bilir ama hepsinin ötesinde her kadın kendi hayallerinin sanatçısıdır.

 


"Belki de evde kaldığı için sevgiler
gökyüzü bir kenarda duruyor
aynalı bir çeyiz sandığı gibi"
Can Yücel 

Yorumlar

ÖNE ÇIKANLAR

III- Kitap Sayfalarından Beyaz Perdeye

Genç Ressam Süleyman Erdoğan ile Söyleşi

SANATTA YARATICILIK

İSTANBUL' DA ŞİFA BULMAK

Dönüşüm Etkisi

Doğukan Çiğdem ile Söyleşi

Şehrin Dokusu: Heykeller

Picasso'ya Dair

Sanatçı Bahar Bilici Öztürk ile Söyleşi

SARI IŞIĞIN İZİNDE