Savaşın Cinsiyeti Yok


" 1936 da İspanya iç savaşı sırasında ilk kez Sovyet tanklarına karşı kullanılan Molotof Kokteyli, 1939 da Finlandiya ile Sovyetler Birliği arasında çıkan 'Kış Savaş'ında dönemin Sovyet Birliği Dışişleri Bakanı Vyaçeslav Mihayloviç Molotof'u aşağılamak amacıyla kullanıldı.

   O tarihten günümüze uzanan savaşlarda ve protestolarda defalarca tarafların topraklarını veya kendilerini savunmak için kullandığı bir savunma silahına dönen Molotof Kokteyli bugünlerde halen devam eden Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşın önemli bir parçası haline geldi. Öyle ki; Ukrayna Savunma Bakanlığı halkına Molotof kokteyli yapımını öğreten rehber bile hazırladı.

   İki ülke arasındaki savunma silahları dengesizliği bakımından Ukrayna hükümeti sivil halktan yardım istemek durumunda kalınca imece usulü Molotof Kokteyli hazırlama iline girişildi.

   Hükümetin isteği doğrultusunda çocuklar ve kadınlar başka şehirlere nakledilirken kalan tüm erkeklere ülkeyi savunmak için seferber olunması çağrısı yapıldı.

   Her ne kadar, çoğunlukta kadınlar ve çocuklar gönderilmiş olsalar da, savaşın cinsiyeti yoktur... Gönderilen o kadınlar, genç kızlar ve çocuklar da savaşmak için geride bıraktıkları kocaları, sevgilileri, kardeşleri ya da babaları kadar savaştadırlar. Elleri silah tutmasa da onlarda yüreklerinden taşan sözcükleri ile karşı tarafa ateş ediyorlar.

    Kimi zaman korku, öfke ve çaresizlik dolu söylemlerle kimi zaman da cesurca ağızlarına geldiği gibi...

  Atılan her Molotof Kokteyli' nin ucunda bu kadınların ve çocukların yangını da var..."

Sanatçı: LEYLA EMADİ (2022)


  Leyla Emadi'nin "Savaşın Cinsiyeti Yok" adlı yerleştirmesine ait bu manifestosu geçmiş ve günümüzde savaş olgusunun hala can yakmaya devam ettiğini gösteriyor. Ve savaşta kalanlardan ziyade geride kalanlar bu acıyı uzun süre belleklerine işliyor.  Tıpkı Molotof Kokteyli ne iliştirilmiş oyalı mendiller gibi... 


“Cennet muhallebiden duvarlar demek değildir sayın yetkili. Cennet, insanların birbirlerini dinlemeleri demektir. Birbirlerine aldırmaları, birbirlerinin farkında olmaları demektir.” 
Oğuz Atay

Yorumlar

ÖNE ÇIKANLAR

III- Kitap Sayfalarından Beyaz Perdeye

Genç Ressam Süleyman Erdoğan ile Söyleşi

SANATTA YARATICILIK

İSTANBUL' DA ŞİFA BULMAK

Dönüşüm Etkisi

Doğukan Çiğdem ile Söyleşi

Şehrin Dokusu: Heykeller

Picasso'ya Dair

Sanatçı Bahar Bilici Öztürk ile Söyleşi

SARI IŞIĞIN İZİNDE