Sanatçı Şevval Başalan ile Söyleşi

Genç bir kadın Sanatçı, üretken, cesur ve özgün tarzı ile ilhamını içimizdeki ruha ayna tutarak konuştuk! 

Merhaba Şevval Hanım bize biraz kendinizden bahseder misiniz?

Şevval Başalan: Merhabalar! Kendini farkına vardığı günden beri resim yapan bir sanatçıyım. Avni Akyol Güzel Sanatlar Lisesi'nden mezun olduktan sonra tam burslu olarak Yeditepe Üniversitesi Plastik Sanatlar ve Resim Bölümünün ardından Yüksek Lisansımı;

"Acının Sanatçı Psikolojisi ve Dolayısıyla Sanat Eserlerine Etkisi" 

... üzerine psikolojik ve tıbbi açıdan acıyı ve sanatçıyı ele alan tez yazdım. Çeşitli kişisel ve grup sergilerine katıldım. Çalışmalarımı Tuzla' daki (İstanbul) atölyemde devam etmekteyim.

 

Sanatçı Şevval Başalan 

Eserleriniz İzleyiciyi şaşırtan, sarsan ve belki rahatsız eden bir etki bırakıyor. Çünkü onlara alışılmışın dışında bir güzellik sunuyorsunuz "Katarsis" isimli serginiz dışında olayı ele alırsak, neden Katarsis?

Şevval Başalan: Ben sanatı hiçbir zaman sadece tasarım veya sadece süs, dekorasyon olarak görmedim. Bu sebepten dolayı alışılmışın dışında ve rahatsız edici olabilir bu da beni mutlu eden bir söylem.

Güzellik çok ilginç bir kavram çünkü benim dinlendiğim ve güzel bulduğum unsurlar çoğunluğun zevk algısına uyumlu değil 😊 

Bu soruda neden "Katarsis" diye sormuştunuz. Hem kavram olarak katarsis hem de psikolojik olarak arınma ve arındıktan sonra insan olmanın verdiği çeşitli duygularla belki de bunun en gerçekçisi acı ile yüzleşmek içinden geçmek olduğu için katarsis... Kendi hayatımdan ve yaşamımdan yola çıkarak tüm toplumun yaralarına dokunduğum için ve arınma noktam bu sergim olduğu için Katarsis!

Ziyafet, Şevval Başalan 

Bazı Sanatçılar Katarsis yapayım derken şiddeti eserlerinde normalleştirmeye başladı. Niyetleri bu olmasa da  sanat izleyicinde böyle bir iz bıraktı. Bunu son dönem yaşanan kadın şiddet haberininde gördüğümüz tabloya dayanarak söylüyorum. Sanırım burada ince bir çizgi var! Siz bu ince çizgiyi korumayı nasıl başardınız?

Şevval Başalan: Öncelikle bu soru için tebrik ediyorum, çok doğru bir soru! Sanatın asıl niyetini sanatçının kendi hayatını da öğrenerek ve kendisinden dinleme fırsatı var ise dinleyerek yapmak çok daha iyi olur. Çünkü sanat üretildikten sonra sanatçıdan bağımsız bir olgu olarak değil hala onun bir parçası olarak düşünülmeli. 

Sanatçının kullandığı kavramların neye yol açacağını ve nasıl görünmesini istediğini dolayısıyla kendisini içinde bulunduğu toplumun analizini iyi yapması gerekiyor. Aksi halde kaş yapayım derken böyle göz çıkartır. Zaten çoğu insan için reklamın iyisi kötüsü olmaz. Belki bu kötü reklam onlar için olumlu olmuştur… 

Sanatçı aldığı reaksiyonu göğsünde yumuşatabilecek mi? Göstermek istediği gerçekten bu korkunç olayların normalleştirmesine hizmet ediyor mu yoksa protest mi ediyor bunların hepsi profesyonellikle ilgili... 

Artemisia Gentileschi de Barok dönemi sanatçısı olarak şiddeti resmetti ama hala önünde saygıyla eğiliyoruz. Bence şuan değilse bile zaman ve doğru kitle neyin sanat olup olmadığını ayırt eder; er ya da geç sanat tarihi bu ayrımı keskin bir şekilde yapar. 

Ziyafet, Şevval Başalan 

Ben de sizin gibi düşünüyorum Sanat Tarihi er ya da geç bunun ayrımına varır. Öncelikle bir sanatçı olarak sizlerin yorumlarınız, eleştirileriniz çok kıymetli. Ben teşekkür ediyorum. 

Bir sanatçı için üretkenlik çok önemli. Bu üretkenliğinizin ilham kaynakları neler?

 Şevval Başalan: İlham kaynağım bir sanatçı olarak önce kendi ruhum sonra gözlemlerim bir araştırmacı gibi çalışmaktayım. Dolayısıyla bu beni bazen ressam bazen işçi bazen doktor bazen psikolog bazen kasap veya sosyolog yapabiliyor. Ama her şeyden önce duygu asla ve asla gerçekten hissetmediğim hiç bir zaman üretim yapmadım. 

Sanat sanat için mi sanat toplum için mi?... diye klasik bir soruyla devam edeceğim. Çünkü bir sanatçı olarak sosyal yardım projelerinde sizi çokça görmekteyiz... 

Şevval Başalan: Sanat benim için diye espri yaparım ben, genellikle bu klasik soruya hatta ayak bileğimde "I am Art" yazar... Yaptığım işlerin sosyal yardımlaşmada etkin rol oynamasına önem veriyorum, ruhuma iyi geliyor. Basamakları tırmanırken yanımdaki, etrafımdaki gördüğüm, hissettiğim şeylere dokunmak beni ben yapıyor.

« Zeminle bütünleş, toprağı hisset. Gözlerini yummaktan kirpiklerin birbirine girsin. Ruhunun en ücra ve mahrem köşelerini inandığın güce aç. Bu güçle bir anlaşma yap. Arzuyu ve acıyı öyle bir hisset ki, tüm kemiklerin titresin. Sevginin en safını, aşkın en yüce tutkusunu al. Dengeni al, ayağını kaydıran başını döndüren dengesizliğini al.

Ruhunun elinden tut, içine sok, içinden çıkart. Tüm kaotik duygularını al. Dinğinliğini getirmeyi unutma. Tüm bunları inandığın güce sat. Kendi arzunla gelmediğin bu dünyada açılmamış kapılarını, girilmemiş derinliklerinden gerçek duyguyu fırlat. Organlarını, ruhunu, iliklerini, bileğini, kalbini kendi sanatına ada »

Şevval Başalan / Devoted 

Sanat her anlamda hayatınızın merkezinde öyleyse ve Sanat diğer her şeyle ilgili kurduğumuz bir diyalog. 

Manifestosunu yazdığınız ve Küratörlüğünü yaptığınız karma sergi "DEVOTED" izleyici dönüşleri nasıl oldu?

Şevval Başalan:  "Devoted" manifestosunu yazdığım ve küratörlüğünü gerçekleştirdiğim sergi için dönüşler müthiş olmuştu .İzleyici memnuniyet ve görsel şölenle ayrılmıştı salondan. Yakın zamanda çok özel birkaç sanatçının küratörlüğünü üstlendiğim sergilere imza atacağım.

- DEVOTED Sergisi, DoArt Galeri - 

Son serginizde "Ziyafet" ile mitolojiyi yeniden yorumladınız. Neden mitolojiler hala bizi etki altına alıyor ve burada sizin gördüğünüz gizem nedir?

Şevval Başalan: Son sergim "Ziyafet" de mitolojiyi tekrar yorumladım. Çünkü öğretilenin, anlatılanın, masalların ve inançların toplumsal kodlamada yerini nasıl ve ne şekilde aldığını gördüm. Ona çağdaş bir yorum getirmek ilk insandan bu yana nelerin değişmediğini izleyiciye göstermek istedim.

Gördüğüm gizem eserlerimde gizli aslında nüanslara çok önem veriyorum. Örnek vermek gerekirse açılışta el emeği ile sarılan dolmaların ikramı Ziyafet isimli enstalasyon masamdaki aşk dolmalarına göz kırpması masada Lilith' in kalbinden bir ana yemek olması ve şiddet gördüğü masada kalmayı reddedip masayı dağıtması... masayı dağıttı yerden bakınca izleyicinin Şahlanış isimli eserimle göz göze gelmesi bunların hepsi önemli nüanslar... 

Mesela Lilith' in adem için yaptığı kendi kadınından soslarla renklendirdiği aşk pastasının bir diliminin üstündeki not  "for all my dead loves" dan mezelerin içinde gizli olan minik kalpler vs...  çok nüans fazla detay çok çok işçilik çok farkındalık çok protesto anlayana geçmişten, şimdiden gelecekten çok şey bulmak mümkün... 

Piramid Sanat Galerisi

«Bu sergiyi engellenmiş, fırsatsız bırakılmış, unutulmuş, hiç duyulmamış veya "Sanatı" değil kadın olduğu için sanat tarihine bir istatistik olarak dahil edilen meslektaşlarıma adıyorum. 

Ziyafetimiz başlasın!» 

Şevval Başalan

Multidisipliner olmak aynı zamanda Sanatın deneysel bir alanı. Bu alanda zorlandığınız oldu mu?

Şevval Başalan: Multidisipliner olmakta zorlanmıyorum aksine bir gün kendimi tekrarlarsam yok olmayı tercih ederim bir ömür sıradanlıkla geçmez benim için 😊

Sanatçı kimliği dışında Şevval Hanım neler yapar veya günlük rutinleriniz neler? 

Şevval Başalan: Sporcu kimliğimle çok ön plandayım. Kendi rutinim içerisinde sporcu disiplinine ve hayatına sahibim. Tam bir Boğa burcu kadınıyım. Spor rutinimi engelleyecek hiçbir şey istemem. Farklı spor branşlarında eğitmenlik veriyorum. Kahve ve kitap okumayı seviyorum. Hayvanlarla ve yaşlılarla ilgilenmeyi seviyorum.

Konuğum olduğunuz için çok teşekkür ederim. Yeni projeleriniz var mı ve son olarak Sanat İlhamlı okuyucularına neler söylemek istersiniz? 

Şevval Başalan: Nazik teklifiniz ve sorularınız ve samimiyetiniz için ben teşekkür ederim çok tatlısınız. Son zamanlarda yeni eserler üretiyorum ve bu eserler için yeni yazılar yazıyorum. Hayatının bir köşesinde sanat olan herkese sevgilerimi gönderiyorum.

ŞEVVAL BAŞALAN 

   Instagram:

•  @sevvalbasalanart
• @sevval_basalan

Sanat İlhamlı ⛬