Roma Bileti ile Söyleşi
Sanattan İlham almaya devam ediyoruz blogumun ilk konuğu Roma Bileti Yayınları ile tanınan Ahmet Ebcim ve güzel bir sohbet gerçekleştirdik. Hazırsanız buyrun keyifli okumalar :)
Ahmet Ebcim: 2019 Ocak ayında eşimin işi sebebi ile Roma’ya geldik. İlk dikkatimi çeken şey sokak çeşmeleri oldu. İnternette bilgi aradım ve yeteri kadar bilgi olmadığını gördüm. O gün etrafıma çıkan kültürel, sanatsal ve yaşamsal şeyler hakkında bilgi toplayıp paylaşmaya karar verdim. Bunun için yeteri kadar zamanım vardı. Roma Bileti fikri çıktığı ilk gün, iki ülke arasındaki kültür köprüsünü güçlendirmeyi hedeflemiştim. Bu vizyonda devam ediyor. Çatı hedef iki ülke arasındaki kültür köprüsünü güçlendirmek.
Oluşturduğunuz bu markayı tescillendirerek işinizi ne kadar ciddi ve sevgiyle yaptığınız belli markalaşmak önemli bir nevi İtalya'da Türk Kültür Elçimizsiniz diye biliriz.
Bir marka nasıl yaratılır diye sorsak okuyucularımıza ilham vermek adına neler söyleyebilirsiniz?
Ahmet Ebcim: 15 yıl profesyonel videographer ve fotoğrafçı olarak çalıştım. Reklamcılık konusunda bugüne kadar edindiğim bilgilere dayanarak şunu söylemeliyim; markanın ismi en önemli kısım. Kullanıcısına hitap ettiğini, ismi ile çağrıştırmalı. Kolay hatırlanmalı, karmaşık isimlerden kaçınmalı. Bütçenize uygun bir logo tasarlatmalısınız.
Yaklaşık 3 yıl önce Roma Bileti’nin nereye gideceğini bilmeden, marka ismine karar verir vermez bir profesyonel ile çalışıp logo tasarlatmıştım. Yola çıkarken, ileride çok büyük kitlelere hitap edebileceğinizi düşünerek hareket edin. Projeniz başarıya ulaşmasa bile edineceğiniz tecrübe sizin en büyük başarınız olacak.
Bir de markanın dilini değiştirmeyin. Samimi bir başlangıç yaptıysanız öyle ilerleyin. Ciddi ve mesafeli bir iletişim dili ile başlarsanız da aynı şekilde ilerleyin. İletişim dilini duruma göre değiştirmeyin. Sizi takip etmesini hedeflediğiniz kişileri tanımaya çalışın. Yola çıkarken hedef kitlenize göre bir iletişim metodu izleyin.
Sanat Tarihi okuyorsunuz eğitiminizden biraz bahsedebilir miyiz?
Ahmet Ebcim: Aslında benim okumak gibi bir planım yoktu. Fotoğrafçılık üzerine kendi şirketimi açmıştım. İtalya’da bazı müzelerin envanterlerinin fotoğraf çekimlerini yapmaya başlamıştım. Mart 2020’de pandemi patlayınca okula yazılmaya karar verdim. Bu kararımdaki en büyük etkenlerden biri, Roma Bileti için içerik üretirken rastladığım sanat harikalarıydı. İtalya’da bu kadar araştırma yapıp Sanat tarihine merak salmamak zaten çok zor. Keşfettiğim hemen hemen tüm hikayelerin içinde sanat ve sanat tarihi zaten mevcut oluyordu. Ayrıca İtalyancamı geliştirmek için de muazzam bir fırsat olacağını biliyordum.
Tesadüfen o dönem Pisa Edu Eğitim Danışmanlığı, benim üniversiteye kayıt işlemlerimi yapmak üzere sponsor oldu. Sapienza Üniversitesi’nin 1 yıllık hazırlık programı olan Foundation Year programına kayıt oldum.
İtalyanca dili, Edebiyat, Tarih, Sanat Tarihi ve Moda olmak üzere 5 ders aldık. Şimdi de Kasım 2021’de 3 yıllık sanat tarihi okumak üzere Sapienza Üniversitesi’ne kayıt oldum.
Sanat sizce nedir?
Ahmet Ebcim: Sanat dünyanın süsüdür. Sanat insanlara mutluluk verir. Bazen yaşadığınız bir olayı anlatır, bazen yaşayacağınız bir hayali anlatır. Sizi ruhen yolculuklara çıkarır. Stendal sendromunun sebebidir. İnsana heyecan verir.
Sanat, peşinden gidene adrenalin sağlar. Sanat, özellikle sanatseverlere başkalarının görmediği, duymadığı, hissetmediği duyguları verir. Bazen inancınızı yoğunlaştırır, bazen realizme sürükler. Hayata bakış açınızı şekillendirir, yön verir. Bazen hayat yolculuğunuzda kılavuz olur.
İtalya da en çok beğendiğiniz mimari yapılar neler?
Ahmet Ebcim: Ayırım yapmak çok zor ancak ilk aklıma gelenleri söyleyeyim;
Pantheon, Roma Forumu(bütünü), Kolezyum ve Aziz Petrus Bazilikası.
Güncel Sanat Galerileri salgın dönemi boyunca aktif sergiler düzenleyebildiler mi İtalya da Sanat Galerileri ne durumda?
Ahmet Ebcim: Pandemi döneminde sanat galerileri de kapandı. Şu an kapalı alanlarda maske takılarak çeşitli sergiler düzenleniyor. İtalyanlar sanat sergilerine oldukça ilgililer. Ben de pandemi sürecinde açık olan bir fotoğraf sergisine bir fotoğraf göndererek dahil olmuştum.
Zamanda yolculuk yapabilseydiniz İtalya’nın en çok hangi dönemine şahit olmak isterdiniz?
Ahmet Ebcim: Antik Roma’yı görmek isterdim ancak içinde yaşamak istemezdim. Önümde bir ekran olsa, o dönemi canlı canlı izlemek iyi olurdu :)
Orta çağdan ziyade antik Roma beni daha çok heyecanlandırıyor.
Roma dışında Sanat Tarihi açısından önemli ve bilinenin dışında keşfettiğiniz neler oldu varsa dinlemek isteriz?
Ahmet Ebcim: O kadar çok şey keşfettim ki, ömrümün bu keşiflere yetmeyeceğini kısa sürede anladım. İtalya hazineler ile dolu. Ömrüm ve enerjim yettiğince paylaşmaya devam edeceğim. Özellikle binlerce turistin gözünden kaçan ve bizi çok heyecanlandıracak muazzam ortaçağ kasabaları ziyaret ettim.
Sanat tarihi açısından beni en çok heyecanlandıran yapılardan biri Caprarola kasabasında Villa Farnese. Kapıdan girer girmez beni içine çekmişti.18. yüzyıl eseri olan bu yapı Roma’ya 1 saat mesafede. Roma yalnızca Kolezyum, Aşk Çeşmesi’nden ibaret değil. Kesinlikle imkanlar dahilinde araç kiralayıp buralar keşfedilmeli.
İtalya da Resim, Heykel, Mimari dışında yemek kültürü de bir sanat diyebilir miyiz?
Ahmet Ebcim: Aslında bu konuda biraz negatifim. İstanbul’da doğup büyümüş biri olarak İtalya’da sokak lezzetlerinin çok sınırlı olduğunu düşünüyorum. Makarna, pizza, suppli gibi bir kaç çeşitten sonra alternatifler tükeniyor. Ancak örneğin Beyoğlu’nda dolaşırken karnınız acıksa bir esnaf lokantasına girip ortalama 10 çeşit yemekten damak tadınıza uygun olanları seçebilirsiniz. Tatlılar bile çeşit çeşit. İtalya bu konuda bana göre yetersiz. Ayrıca baklava gibi şerbetli tatlılarda bulunmuyor. Tatlı dediğinizde genelde sunulan kek tarzı şeyler oluyor. Buraya kadar çeşitlilikten bahsettim.
İtalya’da yemek kültürü bir sanat mıdır? Kesinlikle sanattır. Yapımından tüketilene kadar bir ritüeller bütünüdür.
Antipasti (yemek öncesi iştah açıcılar),
Primi Piatti (ilk tabak-genelde makarna olur),
Secondi Piatti (ikinci tabak-genelde et ya da balık olur),
Contorni (yan tabak-genelde salata olur),
ve finalde Dolce (tatlı)... şeklinde bir yemek sırası vardır. Türk sofralarındaki gibi her şeyi aynı anda yeme kültürü yok.
Bilgi, emek çok kıymetli bizimle bu güzel bilgileri paylaştığınız için çok teşekkür ederiz. Son olarak Sanat severlere söylemek istedikleriniz var mı?
Ahmet Ebcim: Ben teşekkür ederim. Sanat severlere çok şey söylemeye ihtiyaç duymuyorum. Bir insan sanatı seviyorsa yaşamayı seviyordur. Hayata tüm olumsuzluklara rağmen pozitif bakabiliyordur. Sanatı sevdikleri için kendilerini haddim olmayarak takdir ediyorum. Umarım İtalya’nın herhangi bir yerinde sanat sever insanlar ile bir araya geliriz.
Roma ve İtalya'ya dair daha fazla bilgi almak ve keşfetmek isterseniz; Ahmet Ebcim'le Roma Bileti'ne katılabilirsiniz iletişim ve Sosyal Medya hesapları:
Web Site : www.romabileti.com
Instagram : @romabileti
YouTube Kanalı: Roma Bileti Ahmet Ebcim
Twitter: @romabileti
E-posta: romabileti@gmail.com
Yorumlar
Yorum Gönder
Sanat İlhamlı Kalın!